f7c849f2-0101-48db-a188-b74f67246675.jpg

Giacometti’nin Yaşam Serüveni | Yazan Ayca Güney

Ayca Güney

6 yıl önce

Yirminci yüzyılın en önemli ressam-heykeltıraşlarından biri olan Alberto Giacometti’nin, son yirmi yılda İngiltere'de ilk büyük çaplı retrospektifi Tate Modern’de gerçekleşiyor. Bu sergide, Fondation Alberto et Annette Giacometti’nin Paris'teki koleksiyonu ve arşivi, Giacometti'nin kil, boya gibi farklı materyal ve dokulara olan ilgisi gözler önüne seriliyor. Sergide bronz figürler ve portre resimlerinin yanı sıra, alçıdan heykeller, dekoratif objeler ve çizimler yer alıyor.



Giacometti Ailesi, 1909. Alberto, Diego, Bruno, Giovanni, Otilla, Annetta.
Photo: Andrea Garbald


1901'de doğan Giacometti, İsviçre'nin Bregaglia kentinde bir dağ köyünde büyüdü. Giovanni ve Stampa Annetta Giacometti’nin en büyük çocuğuydu. Babasının resim, kitap ve sanat dergileri ile çevrili Giaometti genç yaşta, çizimler, yağlı boya tablolar ve heykeller yapmaya başladı. Ailenin en büyük oğlu olan sanatçının, çocukluğunu geçirdiği bu kasabada sanata yakınlaşması, post-izlenimci ressam olan babası Giovanni sayesinde oldu.



Simon Bérard, 1917/18
 

Giacometti kariyeri boyunca insanı tasvir etti. Konuları, çoğunlukla yakınındaki kişilerdi; annesi ve babası, erkek kardeşi Diego, eşi Annette ile birlikte çevresinde Fransız yazar ve feminist filozof Simone de Beavoir gibi arkadaşları da vardı. Bu kişiler saatler boyunca onun yanında oturarak modellik yapıyorlardı, Giacometti aynı zamanda belleğinden de çalışıyordu.
 
Serginin açılış odasında Giacometti'nin 1950'li ve 1960'lı yılların başında, kendine özgü dokulu yüzeyli büstler ile Giacometti'nin ergenlik çağında yarattığı, erken dönem heykeller arasında değişen, farklı materyal ve stildeki çalışmaları sunuluyor. Her ne kadar heykellerinin çoğu bronz olsa da, Giacometti, kil veya alçı ile çalışmayı, kendi elleriyle şekillendirebileceği malzemeleri tercih etti.
 



Flora Mayo, 1926


1920'lerin ortalarında Giacometti, canlı bir modelin görünüşünü yakalamadaki zorluklardan ötürü hayal kırıklığına uğradı. Buna yanıt olarak daha kavramsal yaklaşımlar keşfetmeye başladı. Doğal görünüştense, soyut biçimleri aramaya başladı. İnsan yüzünü araştırmaya devam ettiği çalışmalarından Gazing Head, 1929, buna örnektir. Alçı ve pişmiş toprakla yapılan heykel, dikdörtgen bir plağın üzerinde biçimlendirilmiştir.

1930'lu yıllarda hayatını kazanmak için Giacometti, lambalar, kılıflar, mücevherat ve duvar rölyefleri gibi dekoratif objeler üretti. İç mimar Jean Michel Frank ile işbirliği yaptı ve Paris'e taşındı. Kardeşi Diego, Giacometti'nin stüdyo asistanı ve en önemli modeli olarak, Giacometti’nin hayatında iki farklı şekilde rol aldı. Giacometti’nin dekoratif ürünleri Vogue ve Harper's Bazaar gibi dergilerde yer aldı ve bu dekoratif ürünler, büyük beğeniyle karşılandı.



Masa, 1933



Disagreeable Object, 1931


Bu odada, Giacometti'nin Disagreeable Object, 1931’de ürettiği bu ürünle birlikte heykelleri, dekoratif ürünleri ve eskizleri birlikte sergileniyor. Giacometti'nin Disagreeable Object’i, Andre Breton'ın liderliğindeki sürrealistlerin dikkatini çekti ve Giacometti 1932'den itibaren grubun faaliyetlerine katılmaya başladı. Geleneği ve burjuvaziyi reddederken bu dönemdeki çalışmaları bilinçaltına duyduğu merakı göstermektedir. Bu dönemindeki heykelleri şiddet ve ölüm düşüncesiyle güçlü ve rahatsız edici sembolik nesneler içerir. Onun ürünleri, heykelsi bir görünümdeydi. 1932'de Giacometti'nin ilk kişisel sergisi Pierre Colle galerisinde yapıldı. İlk ziyaretçileri arasında Pablo Picasso da vardı. Bu dönemdeki çalışmaları, sürrealist dergilerde yayınladı, diğer sürrealist sanatçılarla 1933'te Salon de Surindependants'da sergilendi.



Alberto Giacometti, 1931


Bu oda, Giacometti'nin 1920 ve 30'lardaki en önemli eserlerini içermektedir. Spoon Woman,1927, kübizm etkilerini yansıtırken Batı Afrika'daki Dan kültürünün töreninden esinlenerek şekil almıştır. Bir ritüeli, objeye ve heykele aktarmak, tartışmasız bir biçimde Giacometti'nin Spoon Woman isimli çalışmasında ortaya çıkmıştır.




Spoon Woman, 1927


Walking Woman, 1932'nin dondurulmuş pozu, Giacometti'nin Mısır sanatına olan ilgisini yansıtıyor. Eğriler, görünür göğüs ve cinsel organların tanınabilir yarıkları, dişiliğin şehvetli bir görüntüsünü çağrıştırıyor. Aynı yıl yaptığı, Woman with her Throat Cut, bitki ve böceğin soyutlanmış karışımı, Giacometti'nin en şiddetli sürrealist heykellerinden biridir.




Woman with her Throat Cut, 1932


1935 yılına dek soyut ve figürarif çalışmalar arasında gidip gelen sanatçı daha sonra figür üzerine farklı bir araştırmaya yöneldi. Aynı dönemde sanatını temelden etkileyecek olan Paul Sartre ve Simon de Beauvoir ile tanıştı. Sartre Varlık ve Hiçlik adlı eserinde insanın en başta akılla donatılmadığını ve bir hiçlik olduğunu, insanın varoluşunun özünden önce geldiğini savunmaktadır. Sartre’ın Varoluşçuluk teorisi Giacometti’nin sanatını derinden etkiledi. Simone de Beauvoir’ın ise yaşama ölümün biçim kazandırdığı yolunda bir varoluş teorisi vardır. Bu yıllarda Giacometti’nin heykelleri daralmış, gövdeleri uzayarak, görüntüleri önemini kaybetmeye başladı. Sanatçının heykelleri de değişerek, Bourdelle’in ifadeci yorumuna geri döndüğü izlenmektedir. Bu heykeller Picasso’nun 1931’de yaptığı ağaç heykel denemeleriyle, Mısır ve Etrüsk sanatlarında görülen heykellerle de benzerlik taşırlar. Sartre sanatçının bu ince ve dik figürlerin ilk örneklerinin Mısır heykellerinde olduğunu söyler.

Mayıs ve Haziran 1940'da, Alman ordusu Fransa'ya girdi. Paris işgal edildi. Giacometti, annesini Genava'da görmeye gittiğinde, Fransa'ya tekrar giriş vizesi verilmedi ve savaşın kalan kısmını İsviçre'ye geçirdi; Diego ise Paris'teki stüdyoya baktı. Genava'daki bir otel odasında yaşayan ve çalışan Giacometti, düzenli olarak Publisher Albert Skira, fotoğrafçı Eli Lotar ve ressam Balthus da dahil olmak üzere arkadaşlarıyla bir araya geldi.




El, 1947

 

Savaş boyunca Giacometti, ayakta figürler ve portre büstleri de dahil olmak üzere heykeller yaptı. Bunların çoğu, çok uzaktaki bir insanı yakalar gibi küçüktü.
1942’de Cenevre’ye gitti ve burada üç yıl kadar kaldı. Bu dönemde çok ince gövdeli ve yüzleri belirsiz heykeller yaptı. Giacometti bu heykellerini şöyle tanımlar: “Bir zamanlar insanları gerçek boyutlarında görürdüm, fakat onlardan uzaklaşıp onları bir bütün olarak görünce küçüldüler. Ancak 1946 yılında insanı gerçek boyutlarında göreceğim uzaklık yerine, insanı gerçekten görebileceğim uzaklığı keşfettim.”

1945'te Giacometti, Paris'e ve stüdyosuna Rue Hippoolyte-Maindron'da döndü ve burada savaş sonrası heykellerini karakterize eden uzun figürleri üretmeye başladı. 1948'de New York'taki Pierre Matisse Galeri'de sergilendiğinde, katalog, filozof Jean-Paul Sartre'in Mutlak İçin Arama başlıklı bir makalesini içeriyordu. Makale, Giacometti'nin atölyesinin atmosferik fotoğrafları ile birlikte, Giacometti'nin eserleri için yeni bir ses oldu. Zayıflatılmış formlar ve izole edilmiş figürler, insan kaygılarını ve yabancılaşmayı temsil ediyordu. Bu biçimlerle, Giacometti, savaşın travmatize ettiği nesillerin kendisini tanıyabileceği güçlü bir insanlık imgesi oluşturmayı başardı.
 



Falling Man, 1950


1948 yılında yaptığı “Orman” adlı grup heykeli ile ilgili eleştirmenlerin çağdaş insanların yalnızlığının anlatıldığı görüşüne karşı çıkan sanatçı, anlatmak istediğinin yalnızca geniş bir alanın insan üzerindeki baskısı olduğunu belirtti. Aynı dönemde bronz kedi, köpek ve at gibi çalışmaları da insan vücutlarında olduğu gibi oldukça ince ve dokulu bir gövdeye sahiptirler. Giacometti’yi Fransa dışında ünlü kılan 1950’li yıllarda Newyork Pierre Matisse Galerisi’nde açtığı sergisidir. Ayrıca 1951'de Paris'teki Galerie Maeght'de yapılan bu eserlerden oluşan bir sergi, Avrupa'da ününü geliştirmesine yardımcı oldu. 1955 yılında Londra'daki Art Council Gallery ve New York'taki Solomon R. Guggenheim Müzesi tarafından iki kapsamlı sergiyi eşzamanlı olarak gerçekleşti.



Woman of Venice V, 1956


1956'da Giacometti Fransa'yı Venedik Bienali'nde temsil etti. Bienal için geniş çapta bir dizi heykel hazırladı: Woman of Venice, 1956. 1956’dan itibaren başladığı heykellerini bitirmekte güçlük çeken Giacometti’nin sanatında ifade, malzeme ve boyut önemini yitirmeye başladı. Figüratif heykele farklı bir yorum katan Giacometti, 1962’de Venedik Bienali’nde Heykel Büyük Ödülü’nü aldı.



Jean Genet, 1954



Bust of Annette VIII, 1962


Kişisel ilişkiler, Giacometti için her zaman önemliydi ve modelleri genellikle arkadaşları ya da ailesi oldu. Bu oda, Giacometti'nin en önemli modellerinin portrelerine ayrılmıştır: kardeşi Diego ve eşi Annette.


Hayatının son on yılında Giacometti ünlü ve iyi ücret alan bir sanatçıydı. Bununla birlikte, yaşam biçimi değişmeden kaldı. Sade kıyafetler giyerek, gecenin ilerleyen saatlerine kadar çalıştıktan sonra, öğleden sonra uyanıp, yakınlardaki bir kafede öğle yemeği yiyip gece Saint-Germain-des-Pres ve Montparnasse bar ve gece kulüplerine uğruyordu.



Caroline, 1965
 

Giacometti'nin geç dönem portrelerinden, yolları bir gece kulübünde kesiştiği bilinen Caroline, 1960-1965 yılları arasında Giacometti’ye ilham kaynağı oldu.
 
 
1965'de Tate Modern’de, Giacometti'nin eserinin kapsamlı retrospektifi tge eleştirmeni David Sylvester'ın küratörlüğünde düzenledi. Kurulum sırasında Giacometti galeri bodrumunda stüdyo kurarak sergi için heykeller üzerinde çalışmaya devam etti. Giacometti Tate’in yöneticisi Norman Reid'e yazdı. "Önümüzdeki baharda Londra'ya gelmeyi umuyorum." Yolculuğa çıkmadan önce Giacometti, kronik bronşitten sonra 66 yaşındayken, 1966'da yaşama gözlerini yumdu. Sanatçının çalışmaları tüm dünyada sergilenmeye devam ediyor ve sonraki kuşakları ve gelecek sanatçıları etkileyerek ilham kaynağı olmaya devam ediyor. Alberto Giacometti’nin kapsamlı retrospektifi, 10 Eylül’e kadar Tate Modern’de görülebilir.

 




Yazı: Ayca Güney

 



En Çok Okunanlar