ekavbanner1.jpg.jpg
Istanbul Kültür Sanat Vakfi tarafindan düzenlenen Filmekimi'nde, dünyanin belli basli festivallerinde ödüller kazanmis, Berlin, Cannes, Venedik ve Toronto'da dünya prömiyerlerini yapan filmlerle usta yönetmenlerin son yapitlarinin da aralarinda bulundugu 40'a yakin film izleyicilerin karsisina çikacak.

BU FİLMLER KAÇMAZ!

18 B izlenme  
6.09.2011






Zengin programiyla Filmekimi, 8-15 Ekim tarihlerinde, 8 gün boyunca Beyoglu'nda Atlas ve Beyoglu sinemalarinin yani sira Nisantasi City's ve Cinebonus Maçka G-Mall olmak üzere 4 sinemada izleyicilerle bulusacak.


Filmekimi 10. yilinda, Istanbul sinirlarini asiyor ve Türkiye'nin bes kentine daha sinemanin en iyi ve en güncel örneklerini götürüyor. Filmekimi ve bu yilki Istanbul Film Festivali programinda gösterilen filmlerden olusturulan özel seçkinin gösterimleri, 13-16 Ekim'de Izmir'de, 20-23 Ekim'de Bursa ve Konya'da, 27-30 Ekim'de ise Trabzon ve Diyarbakir'da yapilacak.

FİLMEKİMİ PROGRAMINDA NELER VAR?

 

 

Cannes Film Festivali’nin Çok Ses Getiren,
Ödüllü Filmleri Filmekimi’nde

 

·     BİSİKLETLİ ÇOCUK / LE GAMIN AU VELO / Jean-Pierre Dardenne & Luc Dardenne
 

 


 

Rosetta, L’enfant / Çocuk, Le fils / Oğul, Le Silence de Lorna / Lorna’nın Sessizliği gibi filmleriyle birçok festivalden ödüllerle dönen Dardenne Kardeşler, son filmleri
Bisikletli Çocuk ile Filmekimi izleyicisiyle buluşuyor.

Screen dergisine göre“çocukluk hakkında yapılmış en iyi filmlerden biri” olan Bisikletli Çocuk, Cannes’da Jüri Büyük Ödülü’nü Nuri Bilge Ceylan’ın Bir Zamanlar Anadolu’da filmiyle paylaştı.

Film, babasının artık onu istemediğini söyleyen ve yetimhanede bir başına kalan
11 yaşındaki Cyril’in iyimser, bir o kadar da masalsı hikâyesini anlatıyor. Başroldeki küçük Thomas Doret oyunculuğu ile büyük beğeni topladı.

 

·     MELANKOLİA / MELANCHOLIA / Lars von Trier

 

 


Çektiği her filmiyle olay yaratan Danimarkalı yönetmen Lars von Trier’in son filmi Melankolia Filmekimi’nin en çok ses getirecek filmlerinden. Cannes Film Festivali’nde gerek konusu gerekse yönetmeni Lars von Trier’in demeçleriyle oldukça konuşulan Melankolia, yönetmeninin kendi sözleriyle “dünyanın sonu hakkında güzel bir film”.

Kirsten Dunst ile Charlotte Gainsbourg’un iki kız kardeşi canlandırdığı filmin kadrosunda Kiefer Sutherland, Charlotte Rampling gibi deneyimli isimler de yer alıyor. Kirsten Dunst, bu rolüyle Cannes Film Festivali’nde En İyi Kadın Oyuncu Ödülü’nün de sahibi oldu.

 

·     ELENA / Andrey Zvyagintsev

 

 


Dönüş ve Sürgün filmleriyle İstanbul Film Festivali takipçilerinin yakından tanıdığı
Rus yönetmen Andrey Zvyagintsev’in son filmi Elena, Cannes Film Festivali’nin Belirli Bir Bakış bölümünün kapanış filmi olarak gösterildi.

Belirli Bir Bakış Jüri Ödülü‘nü de kazanan film, başroldeki karakter Elena’nın oğlunun geleceği uğruna verdiği zor kararla hüzünlü bir dönüşüme uğrayan hayatını beyazperdeye taşırken, günümüz Rusya’sında ahlak ve fedakârlık kavramlarını sorguluyor.


 

·     SNOWTOWN / Justin Kurzel

 

 


Avustralyalı yönetmen Justin Kurzel’in 2005 yılında çektiği Blue Tongue’dan sonraki ikinci filmi Snowtown, Cannes’da bu yıl FIPRESCI Ödülü’nü kazandı.

Film, Avustralya’nın Adelaide kentinin kenar mahallelerinde iki erkek kardeşi ve annesiyle birlikte yaşayan 16 yaşındaki Jamie’nin etrafındaki şiddetten kurtulmak için farkında olmadan azılı seri katil John Bunting’le yakınlaşmasının öyküsünü anlatıyor.

 

·     ARTİST / THE ARTIST / Michel Hazanavicius

 

 

 

Michel Hazanavicius’un son filmi Artist’te başrolü üstlenen Jean Dujardin, muhteşem performansı ve Cannes’da kazandığı En İyi Erkek Oyuncu ödülünün rüzgarıyla şimdiden Oscar’larda adı geçen oyunculardan.

Konuşmasız, siyah-beyaz ve eski filmler gibi saniyede 22 kare çekilen Artist, sessiz film çağına bir saygı duruşu niteliğinde…

Film, 1927 yılında sesli filmlerin piyasaya çıkmasıyla kariyeri dibe vuran bir aktörün, George Valentin’in hikâyesini anlatıyor. Jean Dujardin, bu yıl 30. İstanbul Film Festivali’nde beğeni toplayan Küçük Beyaz Yalanlar ve Buz Sesi filmlerinde de rol almıştı.

 

·     LA GUERRE EST DECLARÉE / Valérie Donzelli

 

Cannes Eleştirmenler Haftası’nın açılış filmi olan La Guerre Est Declarée, senaryosunu da yazan başrol oyuncuları Valérie Donzelli ve Jérémie Elkaïm’in kendi yaşadıklarından yola çıkarak çektikleri bir yapım.

Film, oğullarının hastalığı yüzünden yaşamın acımasız, beklenmedik karmaşıklığına atılıveren genç bir çiftin aşkını canlı ve dinamik bir tarzda anlatıyor.

 

·     BU BİR FİLM DEĞİL / THIS IS NOT A FILM / Mojtaba Mirtahmasb & Cafer Panahi

 
 

 

 

Cafer Panahi’nin son filmi Bu Bir Film Değil, Cannes’daki prömiyerinde gösterilmek üzere bir kekin içine saklı bir USB bellekte İran’dan Fransa’ya kaçırıldı. Ayna, Daire ve Ofsayt gibi başyapıtların yönetmeni Panahi’nin film yapması, “ulusal güvenliğe karşı işlenen suçlara” istinaden 20 yıl boyunca yasaklanmıştı.

Panahi bu yüzden, yönetmen arkadaşı Mojtaba Mirtahmasb ile bir gün geçirerek bir şeyler içip bir şeyler atıştırırken üzerinde çalıştığı bir senaryoyu sahne sahne anlattı. Panahi filmde şu yakıcı soruyu da sordu: “Madem anlatılabiliyor, film yapmaya ne gerek var?”

 

 

·     OLMAK İSTEDİĞİM YER / THIS MUST BE THE PLACE / Paolo Sorrentino

 

 

 

The Cure’un solisti Robert Smith’in biraz hırpalanmış halini andıran Sean Penn, “kariyerinin en eksantrik, en tuhaf ama harika performanslarından biriyle” Filmekimi’nde olacak.


Oscar için şimdiden adı geçmeye başlayan Penn, Paolo Sorrentino’nın İngilizce çektiği ilk filmi Olmak İstediğim Yer’de emekli olmaya karar vermiş, ellili yaşlarındaki bezgin bir rock yıldızını canlandırıyor.

Otuz yıldan uzun süredir görüşmediği babasının ölümü üzerine 2. Dünya Savaşı sırasında Auschwitz toplama kampında babasına işkence eden Nazi subayı bulmayı kendine misyon edinerek uzun bir yolculuğa çıkan Penn’e filmde Frances McDormand, Judd Hirsch ve Eve Hewson gibi isimler eşlik ediyor.


Bu yıl Cannes’da Kiliseler Birliği Ödülü’nü kazanan filmin müzikleri David Byrne ve
Will Oldham’a ait.

 
 

·     PEKİ ŞİMDİ NEREYE? / WHERE DO WE GO NOW? / Nadine Labaki

 
 




 

İstanbul Film Festivali’nde açılış filmi olarak gösterilen ve büyük beğeni toplayan Karamel’in ardından Nadine Labaki senaryosunu yazdığı, yapımcılığını ve yönetmenliğini üstlenip başrolünde de oynadığı son filmi Peki Şimdi Nereye? ile dinsel çatışmaları ve savaşın anlamsızlığını kadınların kıvrak zekâsı üzerinden eleştiriyor.

Cannes’daki dünya prömiyerinde dakikalarca ayakta alkışlanan Labaki’nin mizah ve içtenlikle dolu son filmi, memleketi Lübnan’da hiçliğin ortasında güneşten kavrulmuş, savaşın ardından yaralarını sarmaya çabalayan küçük bir köyde geçiyor.



Usta Yönetmenlerin Son Filmleri Filmekimi’nde

 

·     SENİN İÇİN / RESTLESS / Gus Van Sant

 

Amerikan bağımsız sinemasının usta isimlerinden, İstanbul Film Festivali Sinema Onur Ödülü sahibi yönetmen, senaryo yazarı, müzisyen Gus Van Sant’ın Milk’ten sonra çektiği son filmi Senin İçin ölümcül bir hastalığa yakalanan genç bir kız ile kendi kendinden kaçan genç bir adamın aşk öyküsünü konu ediyor.

Alice in Wonderland ve The Kids Are All Right gibi yapımlardan seyircilerin yakından tanıdığı Mia Wasikowska ile usta oyuncu Dennis Hopper’ın oğlu Henry Hopper’ınbaşrolleri paylaştığı film dünya prömiyerini Cannes Film Festivali’nin Belirli Bir Bakış bölümünde yaptı.

 

·     SALGIN / CONTAGION / Steven Soderbergh

 

2000 yılında Traffic filmiyle En İyi Yönetmen Oscar’ını kazanan Steven Soderbergh türler arasında gezinmeyi seven bir yönetmen. Soderbergh bu kez de bir virüs salgınını konu edinen, oyuncu kadrosu yıldızlarla dolu bir aksiyon-gerilim filmiyle Filmekimi izleyicilerinin karşısına çıkıyor. Marion Cotillard, Matt Damon, Laurence Fishburne, Jude Law, Gwyneth Paltrow ve Kate Winslet gibi isimleri kadrosunda barındıran Salgın, küresel bir felaketi engellemek amacıyla zamana karşı koşan, ölümcül bir virüsün peşinde farklı ülkelerden bir grup doktorun mücadelesini anlatıyor. Film, halen devam etmekte olan Venedik Film Festivali’nde de gösteriliyor.

 

·     A DANGEROUS METHOD / David Cronenberg

 

David Cronenberg’in merakla beklenen son filmi A Dangerous Method, senaryoyu da yazan Christopher Hampton’ın The Talking Cure adlı oyunundan beyazperdeye uyarlandı.

Viggo Mortensen Keira Knightley ve Michael Fassbender gibi yıldızlarla dolu oyuncu kadrosuyla dikkat çeken film, 1904 yılında geçiyor ve psikolojinin iki büyük öncüsü Sigmund Freud ile öğrencisi Carl Jung’un ilişkisini ve bu iki büyük ismin aralarındaki dostluğun nasıl bozulduğunu anlatıyor.

Cronenberg, bu yılki Venedik Film Festivali’nde ana yarışmada.

 

·     KEVİN HAKKINDA KONUŞMALIYIZ / WE NEED TO TALK ABOUT KEVIN / Lynne Ramsay

 

Tanınmış İskoç yönetmen Lynne Ramsay, müziklerini Radiohead’den Johnny Greenwood’un yaptığı psikolojik gerilim Kevin Hakkında Konuşmalıyız ile
Morvern Callar’dan dokuz yıl sonra sinemaya dönüyor.

Filmin başrolündeki, kötü yürekli oğlunun yaptıklarıyla dünyası kararan bahtsız anne rolündeki Tilda Swinton, muhteşem performansıyla adını şimdiden Oscar adayları arasında geçirtmeye başladı.

Tilda Swinton’a başrollerde John C. Reilly, genç yıldız Ezra Miller ve Ashley Gerasimovich eşlik ediyor. Lionel Shriver’ın Türkiye’de de aynı adla yayınlanan Kevin Hakkında Konuşmalıyız adlı ödüllü romanından uyarlanan film, bu yıl Cannes Film Festivali’nin en ses getiren filmleri arasındaydı.




 

Devamı

Seçtiklerimiz