ekavbanner1.jpg.jpg

Ahmet Güneştekin Venedik Yolunda | Yazan Yasemin Semercioğlu

Yasemin Semercioğlu

8 yıl önce

Venedik’te açacağı yeni sergisi ‘Milion Taşı’  hakkında bilgi vermek için, basın ile bir araya gelen Güneştekin, konuşmasına hocam, ustam, manevi babam dediği Yaşar Kemal’i anarak ve  O’nun söylediği bir deyişle başladı. “İyi insanlar bir araya gelince hep iyi şeyler olur. Ben hep iyi insanlarla bir araya geldim, o yüzden iyi şeyler yaptığımı düşünüyorum”.



Biz de iyi bir şeyler olduğunu, iyi bir yolda, iyi insanlar ile birlikte  ilerlediğini  görüyoruz.  Ahmet Güneştekin, 2012’den beri beraber çalıştığı ve Türkiye dışında Amerika, Hollanda  gibi ülkelerde Malborough Galeri’de sergiler düzenleyen Murat Pilevneli ve bu sergide  Mimar Emre Arolat ile bir araya geldi. Serginin oluşum ekibinden Pilevneli , sanatçının Batman’dan Venedik’e uzanan başarı dolu  yolculuğunu, dünyaca bilinen ünlü Malborough Galeri ile yaşanan süreci, diğer projeleri   anlattı.


Murat Pilevneli - Ahmet Güneştekin - Emre Arolat


Ahmet Güneştekin - Emre Arolat ve kedi Şin

Basın toplantısının ortasında, Ahmet Güneştekin’in meşhur kedisi Şin  masaya atlayıp önce Emre Arolat’a sonra Güneştekin’e gidip bir süre toplantıya eşlik etti.



Şin ile yapılan açıklamalardan sonra, söz  Ahmet Güneştekin’e geldiğnde   "Million Taşı, merkezine İstanbul'u ve kadını koyduğum bir proje oldu.’’ dedi. Venedik’te olmanın getirdiği sorumluluk ve heyecanı kelimelerine yansıdı. Sanatçı ‘’ Bienalin dünyanın en önemli sanat olayının gerçekleşiyor olması, birçok sanatçının bir araya geleceği bu an tesadüf değil, şehrin o güçlü tarihinden ve estetiğinden yola çıkılarak tercih edilmiş bir an. O güçlü mekanın içinde projenizle var olmanız ve cesaretle proje sunmanız ciddi anlamda bir yük bindiriyor sanatçının sırtına.’’ 14. yüzyıla ait tarihi bir mekân olan La Pietà'da gerçekleşecek sergide, Ahmet Güneştekin'in cinsel ayrımcılığa ve eşitsizliğe karşı duruş olarak yaptığı 2 heykel ve 6 resim olmak üzere 8 eseri yer alacak. 



Resimlerinde Anadolu, Mezopotamya ve Yunan kültürlerinin ve efsanelerin etkisi her zaman hissedilen Güneştekin bu kez İstanbul’u merkez alıyor. Şehrin gelmiş geçmiş tüm isimleri eşliğinde kadim zamanlara gidiyor ve ortaya Kostantiniyye adlı heykeli çıkıyor.  “İstanbul’un bir anlamda bütün reddedilen katmanlarını içine alan bir çalışma”. Kutsal Yüzleşme serisinde ise üç semavi dinin etkileri hissediliyor.



Ahmet Güneştekin, Anadolu'dan beslendiğini belirterek; "Mezapotamya ve Yunan mitolojisinden beslenirim, ben bir nevi sözlü kültür avcısıyım." dedi. Güneştekin'in yaklaşık dört metre yüksekliğindeki siyah mermerden ürettiği heykeli Milion Taşı, gerçek Milyon Taşı'nın kültürel temelinde yer alan sembolik bir unsur olan fallusu inkâr ederek cinsiyetsizleştirmeye vurgu yapıyor.



"İstanbul, işlemediğim zaman zaman ilham aldığım bir şehir," diyen Güneştekin'in çalışmalarında, İstanbul'un tarihine de ayrıca dikkat çekilmekte. Farklı isim katmanlarını ortaya çıkarmayı amaçlayan ve kelimenin içindeki on üç harften oluşan Kostantiniyye adlı dev heykel, şehrin kültürel belleğinde yüzyıllar boyunca biriken isimleri tekrar bir araya getirmekte; Byzantion, Byzantium, Nova Roma, Costantinople, Constantinopolis, Der Saadet, İslambol, Asitane, Dar-ul-Hilafet. Kutsal Yüzleşme serisi ise, ortak kavram ve değerler yaratmanın önemine ve farklı dinlere karşı eşit bir bakış açısı geliştirmenin mümkün olabileceğine vurgu yapmakta.

Güneştekin, Milion Taşı başlıklı sergisinde İstanbul’da Doğu Roma zamanından kalma anıtı yeniden şekillendiriyor ve bu fallus simgesini yeniden yorumlayarak karşısına da Adem’in ilk eşi Lilith’i yerleştiriyor. Çıkış noktası, Milion Taşı’nın neden kültürel bir sembol olarak görüldüğünü merak etmesi ve erkek egemenliğinin sembolü olmasından duyduğu rahatsızlık. “Cinsellik bu kadar mı önemli?” sorusuyla birlikte taşı yeniden yorumlamak istemesiyle yedi katman halinde, yedi hikâyesi olan, yedi tepeli şehirde hayat bulan Milion Taşı’nın Venedik serüveninde yer alan Lilith ise Güneştekin’e göre erkek egemenliğine ilk başkaldıran canlı. ‘’ Şiddet dünyada olduğu gibi ülkemizde de çok fazla artmış durumda. Kadının esas güçlü tarafını öne çıkartmaya çalıştım. Erkeğin güç iddiasına bir anlamda tokat gibi çarpacak tarihi belleği sundum.’’



‘’ Şiddet dünyada olduğu gibi ülkemizde de çok fazla artmış durumda. Kadının esas güçlü tarafını öne çıkartmaya çalıştım. Erkeğin güç iddiasına bir anlamda tokat gibi çarpacak tarihi belleği sundum.’’



Mimar Emre Arolat ise, serginin olacağı 14.  Yüzyıla ait kilise Santa Maria della Pietà için şunları söyledi:  “Bir yere ait olma duygusunu çok boyutlu ortaya koyan, bizim alıştığımız pek çok duruşu reddeden bir duruşu var. Biz mimarlara biraz kendini beğenmiş bir yapı olarak görünür. Pietà ile baş edemezsiniz, savaşamazsınız. Onu ancak belli bir süre unutturabilirsiniz. İnanılmaz hafızası olan bir mekan. Ahmet Güneştekin’in işleri de öyle. Ahmet'in işleri nesne olarak kapsadıkları alandan bağlam olarak daha geniş yer tutuyor. Dolaysıyla ortaya bahsettiğimiz tansiyonlu ilişki ortaya çıkıyor. İşte biz bu tansiyonlu ilişkiden istifade eden, onu tam kızdıracak iken geri çekilen bir tasarım kurguladık. Bunda onun omurgasını kullanmayı tercih ettik. La Pietà Bu tansiyonlu ilişkiyi kabul eden, Pietà’nın güçlü varlığından istifade eden, ilginç bir ilişki kurmaya çalıştık.” Pietà Arolat, "Ahmet, Mezapotamya ve Venedik'i bir araya getiriyor. Dolayısıyla ortaya koyduğu eserler ile eserleri koyduğu alan arasında büyük bir gerilim var" diyerek serginin yer alacağı alan olan La Pietà ile ilgili görüşlerini " Mimar, mimarlığın geri planda kalışını, sanat ve mimarlık arasındaki var olduğunu düşündüğü çizgiyi korumaya çalıştıklarını vurgulayarak "Umarım insanlar oraya girdiğinde mimarla değil, Ahmet Güneştekin'le başbaşa kalırlar," dedi.


Emre Arolat

Ahmet Güneştekin’in, merkezinde İstanbul ve kadının olduğu ‘Milion Taşı’ başlıklı resim- heykel sergisi Venedik Bienali yan etkinliği olarak  Matthew Drutt’un küratörlüğünde 6 Mayıs – 22 Kasım 2015 tarihleri arasında Venedik’teki Santa Maria della Pietà’da sanatseverler tarafından  izlenebilecek.



Yazı ve Fotoğraflar: Yasemin Semercioğlu



En Çok Okunanlar