Entropy-Galeri Zilberman

155 B izlenme
10.11.2020
Entropy
2 Kasım 2013 - 4 Ocak 2014
Galeri Zilberman


Termodinamikte, “entropi”, bir sistem içerisindeki düzensizliğin seviyesi ile ilişiklendirilmiş bir terimdir. Kültürel ve politik teoriye uygulandığında ise, entropi, geniş anlamda, kapalı bir sistemdeki tahrip edici / yıkıcı unsurların ve denge bozucu kuvvetlerin tanınması olarak da yorumlanabilir.
 
Bu sistemlerden birisi de dilbilimsel sistemdir. Yaygınca kabul görmüş bir kurallar kümesinden oluşan dil, soyut bir işaretler ve semboller sistemidir ve anlamın kuruluşu sık sık çeşitli bağlamlara ve öznel yorumlamalara bağlıdır. Bu bağlamda, görünürde sabit, değişmez olan bir sistemin düzeni küçük bir değişiklik ile bozulabilir veya belirli seviyedeki bir ikirciklilik anlamı etkin bir biçimde değiştirebilir. ADD AND END’de (EKLE VE BİTİR), Kay Rosen’in üç sözcükten oluşan Short Story | Kısa Hikaye’sinde de durum bundan ibarettir. Son dizilişte, N yerine D ve A yerine E koyarak, Rosen kaydırım yoluyla anlam yaratır ve açık uçlu bir anlatının kısa ve öz bir biçimde ortaya çıkmasına olanak sağlar. Rosen, işin ilginçliğinin, “dilbilimsel dizilişi bozarak, beklenen işlevi aşan ve üstünde performans sağlayan paternler ve sistemler ortaya çıkartan bu küçük birimlerin yokluğunda, varlığında, yeniden düzenlenmesinde veya değiştirilmesinde” yattığını anlar.
 
Dilbilimsel sistemlerin ve iletişim modellerinin parçalanması, Frank Selby’nin başlıca ilgi alanları arasındadır. Ayaklanmalar, isyanlar ve sosyal çalkantılar ile ilgili girift çizimleriyle tanınan sanatçı, çalışmasının konusundan, dil ile ilgili deneyimlenen bir başarısızlığın akabinde bir krizi ortaya çıkardığı insanlara dair örnekler olarak bahsetmektedir. Krizin bu dışavurumu ise daha sonra başka bir iletişim biçimini oluşturmaktadır.
 
Otoritenin dili, William E. Jones’un, polis memurlarına yönelik, bir şüpheliyi (silahla) vurup vurmayacaklarına içgüdüye dayalı karar verebilmeleri için eğitici bir filmi olan Shoot Don’t Shoot’ta (Vur Vurma) kullanılmaktadır. Sergi sanatçının kitlesel hükümet gözetlemesi ve etkilerine odaklanan iki filmine daha ev sahipliği yapmaktadır: Bay of Pigs (Domuzlar Körfezi) ve Mission Mind Control (Görev Zihin Kontrolü). Mission Mind Control, ABD hükümetinin halüsinojenik uyuşturucular ve beyin yıkama ile yapılan gizli deneyleri üzerine bir araştırma raporuna dayalıdır. 1979’da televizyondan kasede çekilen ve reklamları da içeren orijinal kayıt, soyut, psikodelik bir animasyona dönüşmektedir.
 
“Taliban” ruhu içinde, Christoph Büchel askeri “psikolojik operasyonlar”dan büyülenmiştir. Sanatçı, ABD ordusu tarafından Afganistan ve Irak’ta (uçaktan) bırakılan 120’nin üzerinde propaganda kitapçığı / bildirisi ve bunların yanısıra benzer materyallerden oluşan bir sanatçı kitabı oluşturmuştur. Bu sergide, sanatçı, 2001-2006 tarihli Made in Afghanistan (Afganistan’da Üretilmiştir) serisinden bir halıyı sunmaktadır. Çalışma, global kapitalizm ve Amerikan hegemonyası üzerine bir diğer politik olarak direkt, ancak şakacı yorumdur ve Büchel’in, değişime gebe, kurgulanmış gerçeklikler olarak açığa çıkararak, egemen ideolojilerin güçlerinin sır(la)rını çözme, aydınlığa kavuşturma tercihini yansıtır.
 
Maurizio Cattelan’ın bir kırık kasaya dair polaroidi, sanatçının kurumsal eleştirinin faili olarak saldığı nam ile tutarlıdır. Cattelan, sıkça, kapitalizm sonrası aneminin panzehiri olarak, terörizm, hırsızlık ve gerçekten kaçış temalarını araştırmış, Arte Povera’nın kalıtlarına kara mizah, “düşük” sanata ve huzur bozucu vücut hareketlerine dair referanslar külliyatı aşılamıştır.
 
Annika von Hausswolff’un çalışması, fotoğrafçılık, heykel ve performans arasında rahatsızca oturmaktadır. Sanatçı, izleyicinin bakışını “hack” eden “durumlar” yaratarak, kişisel olan ile politik olan arasındaki ayrımı deşifre etmesi daha zor hale getirir. Masa örtüsü ile örtülmüş bir çiftin görüntüsü tekinsizce çarpıcı ve arsızca budaladır; sanatçı tüm eylemi izleyiciye yönlendirir, izleyici de resimlerin – ve uzantısı olarak bir diğer anlatının – önünde bir konum seçmeye zorlanır.
 
Bir anarşik kaos estetiğini reddederek, sergi; ikirciklilik, mizah ve (olduğundan) az göstermeyi, toplumun “büyük anlatıları” üzerinde kritik ve dekonstrüksiyonist perspektifler yetiştirmek için kinayeli olarak kullanmaktadır.
 
Bu sergiye, David Gleeson’un bir metninin yer aldığı bir katalog eşlik etmektedir. 

Müzik:Müzikotek

En Çok İzlenenler