f2af643b-1f2b-4576-a0c7-c8029d8139a4.png

7. Çanakkale Bienali Başladı | ArtNews

ArtNews

3 yıl önce

“Takımyıldız” başlıklı 7. Çanakkale Bienali, 31 sanatçının farklı kavramsal çerçeveler ve kurgular etrafında bir araya getirilen eserlerinden oluşan sergilerle başladı. Birbiriyle kesişen ve etkileşen ilişkileri, iş birliklerini, paylaşımları ve iletişimleri odağına alan bienalin küratörlüğünü CABININ (Çanakkale Bienali İnisiyatifi) ve Azra Tüzünoğlu yapıyor. Bienalde Agah Uğur Koleksiyonu’ndan eserlerden oluşan, Azra Tüzünoğlu’nun küratörlüğünü üstlendiği bir bölüm de yer alıyor. 7. Çanakkale Bienali’nin ana destekçisi ise Dardanel.

“Neye Benziyor?”, “Hasarlı veya Tahrip Edilmiş: Kültür” ve “Hiç İstemeden ama Seve Seve” başlıklarını taşıyan sergiler, pandemi ile mücadele önlemleri gözetilerek oluşturulan program çerçevesinde 22 Eylül - 17 Ekim 2020 tarihleri arasında ziyaretçilerle buluşacak. Bu tarihten sonra sergi içerikleri çevrimiçi olarak erişime açılacak.

Pek çoğu Türkiye’de ilk kez görülecek ve bu sergiye özel olarak hazırlanan 31 sanatçının 40’ı aşkın eseri, şehre yayılan 4 mekânda izleyicilerle buluşuyor. Mekanlardan ilki olan Mahal’deki Neye Benziyor sergisinin küratörlüğünü CABININ üstlenirken, Troya Müzesi’nde yer alan Agah Uğur Koleksiyonu’ndan eserlerin yer aldığı “Hiç istemeden ama seve seve” başlıklı sergi ile Korfmann Kütüphanesi ve Kırmızı Konak’ta yer alan “Hasarlı veya tahrip edilmiş̧: Kültür” başlıklı serginin küratörlüğünü Azra Tüzünoğlu üstlenmekte.

Troya Müzesi - Erinç Seymen

NEYE BENZİYOR?

CABININ tarafından “Takımyıldız” için kurgulanan “Neye Benziyor?” başlıklı sergi, görsel kültürün egemenliği altında insanlar-arası doğrudan diyalog yoluyla bilgi aktarma etkinliğinin giderek “zayıfladığı” günümüzde, iletişimin yöntem ve biçimlerini ele alan üretimlere odaklanıyor. Farklı kuşaklardan ve disiplinlerden sanatçıların imge, hareketli görüntü, simge, beden ve yazı üzerine üretimlerini bir araya getiren bir araya getiren sergi iletişim ile sanatın kesişim alanlarına yoğunlaşıyor. CABININ’in 2013’ten bu yana faaliyet gösterdiği Mahal Sanat’ta gerçekleşen sergide yer alan sanatçılar Ahmet Sipahioğlu, Ali Can Metin, Constantin Xenakis, Ekin Saçlıoğlu, Korhan Başaran ve Rüstem Aslan. “Neye Benziyor?”, kültürün gerçekliği inşa etmesinin aracı olan simgelerden oluşan ortak mirasımıza odaklanan, en geniş çağrışım gücüyle sanatın simgesel dilinin ifade etme potansiyelleri üzerine düşünmeye ve üretmeye dair bir bağlam açıyor. Gündelik deneyimin dışından ve ötesinden seslenerek gerçekliğin değişme, dönüşme, başkalaşma ihtimalini çağrıştırmayı, çelişkileri ve çoğul olasılıkları sezdirmeyi, simgeler yoluyla iletişim kurmanın, yeni anlamlar üretmenin potansiyelleri üzerine konuşmayı hedefliyor.

Rüstem Aslan

Korhan Başaran 

HASARLI VEYA TAHRİP EDİLMİŞ: KÜLTÜR

Azra Tüzünoğlu’nun “Hasarlı veya Tahrip Edilmiş: Kültür”, başlıklı sergisi, sadece kadın sanatçıların eserlerine yer veriyor. Sergide; Fransa, Romanya, İspanya, Dağıstan(Rusya), Polonya, Çin, Amerika, İran, Türkiye, Hollanda ve Hırvatistan’dan davet edilen 11 kadın sanatçının video, stop-motion, animasyon, tekstil, seramik, kolaj, poster gibi tekniklerde ürettikleri eserleri yer alıyor. Bienal için sanatçıların Venedik Bienali’nden Tate Modern’e pek çok önemli kurum ve sergide sergilenen eserlerinin yanı sıra; Sanja Ivekovic, Aslı Altay, Anahita Razmi, Cristina Lucas ve Nora Turato’nun sergi için özel olarak ürettikleri ve ilk kez Çanakkale Bienali’nde görülebilecek yeni eserleri yer alıyor. Ivekovic’in 1998 yılından bugüne farklı ülkelerde kadın sığınma evleriyle işbirliği içinde ürettiği “Kadınların Evi (Güneş Gözlükleri)” isimli çalışmasının yanı sıra, Aslı Altay’ın seramik karolarla ürettiği duvar yazısı “Sus-Pus/Süs-Püs”, Cristina Lucas’ın reklam sloganlarını kullanarak yazdığı hikayesi “Büyük Sözcükler”, Anahita Razmi’nin Türkiye’den toplanmış giysi etiketleriyle ürettiği “Yeni İpek Yolu” ve Nora Turato’nun günlük makaleleri, konuşmaları, altyazıları ve reklam sloganlarından aldığı metinleri harmanlayarak ürettiği 3 yeni posteri serginin yeni eserleri arasında.

Taus Makhacheva

Korfmann Kütüphanesi’nin ev sahipliğindeki sergide, Taus Makhacheva, Cristina Lucas, Alexandra Pirici’nin eserleri yer almakta ve sergi kültür varlıklarının maruz kaldığı tehditlere dikkat çekmekte. 

Korfmann Kutuphanesi - Taus Makhacheva

Sanat sadece pembe hayallerin değil, kıyamet sonrası dünyanın nasıl göründüğünün de yeri ve Cao Fei, Pınar Yoldaş ve Agnieszka Polska’nın gelecek tasavvurları karanlık, şiddet yüklü, gerçek olamayacak kadar tuhaf.  Dünyadaki etik ve çevresel çöküşün çaresiz bir tanığı olan çocuksu bir güneş figürüne odaklan Polska’nın videosu, Fei’nin, "dünyanın fabrikası" olarak da bilinen, memleketi Guangzhou’daki doymak bilmez bir hiper-kapitalizmi kuluçkaya yatıran bir rejimin getirdiği paradokslara ilişkin kendi deneyiminin bir yansıması olan videosu La Town ile kesişiyor. Yoldaş’ın 2039 yılında geçen ve dijital bir kedinin kendisini kapsamlı duygulanıma sahip ilk yapay zekalı valisi olarak tanıttığı bir 3D animasyon olan videosu Kitty AI, iklim değişikliği ve nüfusun yerinden edilmesi gibi küresel siyaseti ilgilendiren bazı güncel sorunların ortaya çıkardığı distopik bir gelecekle hem mizahi hem de eleştirel olarak bağlantılar kuruyor.    

Pınar Yoldaş

HİÇ İSTEMEDEN AMA SEVE SEVE

Troya Müzesi ev sahipliğinde gerçekleşen “Hiç istemeden ama seve seve” başlıklı, Azra Tüzünoğlu küratörlüğündeki Agah Uğur Koleksiyonu sergisi, başlığını Leyla Erbil’in Cüce romanındaki bir cümleden alıyor. Agah Uğur’un birkaç ana aksa sahip olan koleksiyonundan seçilen eserler; Türkiye çağdaş sanatının tarihsel eserlerini örneklemenin yanı sıra, 2000 sonrası üretilmiş, uluslararası video sanatından örnekler sunmakta ve koleksiyoncunun obje-merkezli olmayan yeni meraklarını müjdelemektedir.

Agah Uğur koleksiyonundan seçilen 14 sanatçının video, performans, halı, ses gibi farklı medyumlarla ürettikleri eserleri, “oyun” teması etrafında yan yana getirildi. Eserler, Agah Uğur’un 248 yapıtı arasından seçildi ve bu eserlerin 110’dan fazlası video idi.

Füsun Onur

Sergi Füsun Onur, Hale Tenger, İnci Eviner, Gülsün Karamustafa, Halil Altındere, Cevdet Erek gibi Türkiye sanat tarihinin öncü sanatçılarının tarihsel işlerinin yanı sıra, Koki Tanaka, Marcos Ávila Forero, Nasan Tur gibi uluslararası tanınmış sanatçıların video eserlerine ev sahipliği yapmakta, ErinçSeymen, Serkan Demir, Marko Mäetamm ve Nabuaki Onishi’nin yeni denemelerini örneklemekte ve Ekin Bernay’ın sergi süresince gelişecek performansını ağırlamaktadır.

 

Füsun Onur



En Çok Okunanlar