f7c849f2-0101-48db-a188-b74f67246675.jpg

Sanat Dünyasının Pandemiyle İmtihanı | Yazan Selen Sarıoğlu Süloş

Selen Sarıoğlu Süloş

3 yıl önce

Covid virüsün hayatlarımıza olan etkisi gün geçtikçe farklı şekillerde karşımıza çıkarken, sanat dünyası da bundan nasibini alıyor. Karantina zamanlarında kapanan galeri ve müzeler yavaş yavaş geri açılmaya başlasalar da ziyaretçi sayıları oldukça düşük. Bienaller, fuarlar, festivaller bir bir iptal olurken ne zaman normale dönüleceğini kestirmek ise henüz mümkün değil.

Venedik ve İstanbul Bienali gibi iki senede bir ve uzun süreçli çalışmaların sonucu olan etkinliklerin gelecek sene gerçekleşip gerçekleşmeyeceği henüz belli değil. Bienaller, sergi açılışları ve tabii ki fuarlar için gözünü kırpmadan uçağa atlayıp kilometrelerce yol kat etmeyi alışkanlık haline getirmiş olan sanat camiası için Covid-19 sonrası durum çok farklı. Eski mobil yaşam tarzının yarattığı yüksek oranda ki karbon ayakizi düşünülürse bu duraksama çok da kötü olmayabilir. Fakat sanat dünyasının global yapısının virüsten ciddi zarar gördüğü de bir gerçek.

Gün geçmiyor ki yeni bir sanat fuarının daha iptal olduğu duyulmasın. Ekim ayındaki Frieze’den sonra Aralık başı gerçekleşecek olan Miami’deki Art Basel fuarının da iptal edildiği haberi geldi.

Koleksiyonerler için fuarlar kendileri gibi seyahat eden sanatseverlerle beraber olma, yeni sanatçıları keşfetme, eser alımı yapma ve eş zamanlı sergilerle bol bol sanat görme fırsatı anlamına geliyor. Bu sebeplerden koleksiyonerler tarafından yıl boyu heyecanla beklenen bu sanat etkinliklerinin iptali moral bozucu, ama asıl katılımcı olan galeriler için daha ciddi etkileri var. Galeriler dünyanın dört bir yanından gelen koleksiyonerle bu fuarlarda bir araya gelme şansına eriştiklerinden büyük satışları da bu fuar zamanlarında yapıyorlardı. Galeriler en güzel eserlerini pek çok sanatseverin görme şansına erişeceği fuarlara saklarken, zor elde edilen sanat eserlerini uzun süredir beklemekte olan sanatseverler, fuarlar daha başlamadan önce kendilerine gönderilen önizleme dosyalarından seçip alımlarını gerçekleştiriyorlardı. Dolayısıyla fuarların iptali bunlardan beslenen galeriler için hatırı sayılır bir darbe niteliğinde.

İptallerden belki de en büyük zararı gören fuarlar ise farklı çözümler üretmeye başladılar bile. Hemen hemen hepsi online izleme odaları oluşturarak, ilişkide oldukları galerilerin sanatçılarının eserlerini sergileyebilecekleri online platformlar sunmaya başladılar. Burada amaç tabii ki gündemde kalmaya devam ederken bir yandan da Covid’den negatif yönde etkilenen galeri ve sanatçılara görünülürlük sağlamak.

Eserlerin online olarak gösterimini benimseyen yalnızca fuarlar değil. Galeriler de online sergiler düzenlemeye, sergileri fiziksel olarak gerçekleştirseler de görsellerini mail üzerinden paylaşmaya başladılar. Bunun sonucunda evden dışarı adımını atmadan, her gün birden fazla sergi gezmek mümkün hale geldi. Galeriler bir nevi daha fazla insana ulaşıyor olsalar da izlenmeyi satışa çevirme oranları çok da yüksek değil. Bazı koleksiyonerler güvendikleri galeri ve sanatçılardan görme ihtiyacı duymadan eser alımına devam etse de sanatseverin büyük çoğunluğunun bundan çekinir olduğu da bir gerçek. Dolayısıyla ister istemez galeri satışları Covid’den negatif yönde etkileniyor.

Covid’den etkilenen sanatçılara pek çok ülkede devlet desteği sağlansa da Türkiye’de durum ne yazık ki böyle değil. Çoğunlukla serbest çalışan sanatçıları desteği hak eden ve hak etmeyenler olarak gruplamak da ayrı bir sorunsal, ama Covid sırasında bu konuda uğraş veren birkaç insiyatif ortaya çıktı. ‘Omuz’ bu amaç için bir araya gelmiş gönüllü bir hareket. İnternet sitelerinde hem destek almak hem de destek vermek isteyenler için gerekli bilgiler mevcut.

Müzeler de galeriler ve sanatçılar gibi bu dönemde zorluklar yaşıyor. Pek çok şehirde halka açık mekanların kapanmasıyla birlikte ziyaretçilerden yoksun kalan müzeler finansal olarak zor durumdalar. New York’taki Metropolitan Müzesi onlarca çalışanını işten çıkaran müzelerden yalnızca bir tanesi. Yine New York örneğinden devam etmek gerekirse, müzeler düşük kapasite ve bir takım başka koşul ile tekrardan halka açılmaya başlıyor. Turizmin sınırlı olacağı ve kapalı ortamın Covid dönemindeki psikolojik algısı göz önünde bulundurulursa, yakın zamanda ziyaretçi yoğunluğu gibi bir sorunla karşılaşılacağı da düşük ihtimal.

Henüz sonunu göremediğimiz Covid virüsün hayatlarımıza olan etkisinin yakın zamanda azalması beklenmiyor. Daha yalnızca plastik sanatlara olan etkilerine değindik ama sanat sektörü deyince müzik, tiyatro ve daha pek çok farklı alandan geçimini sağlayan insan virüsten etkileniyor. Gösterimler duruyor, küçük işletmeler aylarca kar edemeyince sanatçısından yan elemanlarına pek çok insanı işten çıkarmak zorunda kalıyor. Kapanan yerlerin tekrar açılması ise düşük ihtimal. Dolayısıyla Covid virüsünün sanatın her alanına nüfuz eden etkilerinin ne kadar geçici ne kadar kalıcı olacağını ancak zaman gösterecek.

Yazı: Selen Sarıoğlu Süloş



En Çok Okunanlar