New York'ta Kamusal Alanda Sanat

ArtNews

2 ay önce

New York, zengin müze ve galeri ağıyla öne çıkmasının yanı sıra, sanatın gerçek nabzını sokaklarında, parklarında ve meydanlarında hissettiriyor. Kamusal alanlardaki sanat üretimleri, kentin dinamik kimliğinin vazgeçilmez bir unsuru olarak dikkat çekiyor. Heykellerden enstalasyonlara, duvar resimlerinden grafitilere uzanan eserler, New York’u baştan başa bir açık hava galerisine dönüştürüyor. Böylece hem kentliler hem de ziyaretçiler, şehrin her köşesinde sanata doğrudan dokunabildikleri özgün bir kültürel deneyim yaşıyor. İşte New York'ta kamusal alanlarda sergilenen ve dikkat çeken bazı eserler:

 Brooklyn Köprüsü Parkı'nda, Torkwase Dyson'ın "Akua" Başlıklı Enstalasyonu

Torkwase Dyson’ın “Akua” adlı eseri, Brooklyn Köprüsü Parkı’nda yer alan büyük ölçekli bir kamusal sanat enstalasyonu. Siyah çelik ve alüminyumdan yapılmış eliptik formdaki yapı, dikey lamellerden oluşan geometrik bir düzenle tasarlanmış. Ziyaretçiler bu yapının içine girerek sekiz kanallı çok katmanlı bir ses enstalasyonunu deneyimliyor; doğa kayıtları, arşivlerden alınan sesler ve elektronik tınılar üst üste biniyor. Dyson bu işinde “nefes coğrafyası” kavramını öne çıkarıyor; nefes aralıkları, sessizlik ve boşlukların mekân, hafıza, su ve göçle olan ilişkisini sorguluyor. “Akua”, sanatçının New York’taki ilk büyük kamusal ses enstalasyonu olma özelliğini taşıyor ve 8 Mart 2026’ya kadar görülebiliyor.

Natalia Nakazawa, Our Stories of Migration: Dome Cartographies, 2025, Nakışlı haritalar, sözlü tarih kayıtları, zine içerikleri ve kişisel objelerden oluşan enstalasyon

Queens, Long Island City’deki Socrates Heykel Parkı, “The Socrates Annual 2025: Up/rooted” sergisine ev sahipliği yapıyor. 6 Nisan 2026’ya kadar ziyaret edilebilecek bu edisyon, yerinden edilme ve yeniden köklenme temalarını odağına alıyor. Sergide Natalia Nakazawa, Rowan Renee ve Zipporah Camille Thompson gibi sanatçılar, göç, ekoloji ve topluluk temalarını işleyen çağdaş eserlerini sunuyor. Nakazawa’nın çalışması, göçmen hikâyelerini bir araya getiren nakışlı haritalar ve ephemera ile oluşturulmuş bir “yaşayan arşiv” niteliğinde. 6 Nisan 2026'ya kadar görülebilecek sergi, heykel ve mimarinin yanı sıra performanslar, atölyeler ve topluluk etkinlikleriyle ziyaretçilere çok katmanlı bir deneyim yaşatıyor.

Thaddeus Mosley, Gate III, 2006, Bronz Döküm

Amerikalı heykeltıraş Thaddeus Mosley’nin “Touching the Earth” adlı açık hava sergisi, Public Art Fund tarafından sunuluyor 16 Kasım 2025 tarihine kadar ziyaretçileriyle buluşuyor. Sergi, Mosley’nin 1996 ile 2021 yılları arasında ahşap oyarak yaptığı eserlerin bronz döküm versiyonlarından oluşuyor. Heykeller, doğal dokular ve organik formlarla doğa, vücut ve coğrafya temalarını soyut bir dille yansıtıyor. Sergi, parkın güney kısmında halka açık bir alanda yer alıyor ve ziyaretçilere sanatçının malzeme ve form üzerine derin anlayışını deneyimleme imkânı sunuyor. 

Thaddeus Mosley’nin "Gate III" adlı heykeli, City Hall Park’taki “Touching the Earth” sergisinin en etkileyici parçalarından biri olarak öne çıkıyor. Yaklaşık 4,5 metre yüksekliğinde ve 2.100 kilogram ağırlığında olan bu bronz heykel, Mosley’nin ahşap oyarak geliştirdiği form dilini bronza aktarıyor. Geçit formundaki yapısı, izleyiciyi hem fiziksel hem de mekânsal bir deneyime davet ediyor; ziyaretçiler heykelin altından geçerken organik hatları ve ritmik dokusu ile adeta doğayla bütünleşmiş bir geçiş hissi yaşıyor. Heykel, düz çizgilerden kaçınan, kıvrımlı ve doğal bir ritimle tasarlanmış; her açıdan farklı bir görsel ve duyusal deneyim sunuyor.

 Iván Argote, “Dinosaur”, 2024

New York’un açık hava alanı High Line’nda sergilenen “Dinosaur”, Kolombiyalı sanatçı Iván Argote tarafından tasarlanmış devasa bir güvercin heykelidir. Alüminyumdan yapılan eser, yaklaşık 4,9 metre yüksekliğe sahip olup, parkın modern kentsel peyzajında hem ölçeği hem de mizahi duruşuyla izleyicilerin gözlerini anında üzerine çeken bir başyapıt niteliği taşıyor. Argote, heykel aracılığıyla şehirdeki güvercinlerin tarihsel olarak dinozorlardan türediği fikrini hem düşündürücü hem de eğlenceli bir şekilde yorumluyor. Ziyaretçiler, eserin altından geçip farklı açılardan gözlemleyerek, şaşırtıcı boyutu ve organik formlarıyla hem görsel hem kavramsal bir deneyim yaşıyor. “Dinosaur”, 2026 ilkbaharına kadar High Line’da görülebilir.

 

Yazı ve Fotoğraflar: ArtNews

Paylaş:


Yorum yapmak için tıklayın

Diğer Yazıları

19 saat önce

Melek Zeynep Bulut'tan "Açık Anıtlar" Design Museum’da

2 gün önce

Göbeklitepe'de Perdeler Aralanıyor

2 gün önce

Miami Art Week 2025: Miami'de Küresel Sanat Zirvesi

2 gün önce

IAAF İstanbul'un 6. Edisyonu Sanatseverlerle Buluşuyor

3 gün önce

Ayın Kitabı: Rick Rubin'den "Yaratıcı Eylem: Bir Var Olma Biçimi"

En Çok Okunanlar