Günümüz sanatında mekan artık yalnızca fiziksel bir alan değil; zihinsel katmanlar, duygusal kırılmalar ve toplumsal kodlarla örülü çok boyutlu bir düşünme biçimi. Tam da bu çoğulluk üzerinden şekillenen “İzlekler Evreni”, sanatçılar Buket Ada Kılıç ve Selma Koç’un üretimlerini ortak bir zeminde buluşturarak izleyiciyi hem bireysel hem de kolektif bilinç arasında dolaşan yeni bir deneyim alanına davet ediyor. Sergi, küratörlüğünü üstlenen Deha Çun’un kavramsal çerçevesiyle, iki farklı sanat pratiğinin kimlik, algı ve iktidar katmanlarını birbirine bağlayan bütünsel bir evrene dönüşüyor.
Buket Ada Kılıç’ın kolajlarında rastlantı, malzemenin kaderini dönüştüren bir yaratım aracına dönüşüyor. Oyuncak parçaları, tüyler, kesilmiş kağıtlar ve çeşitli nesneler, sanatçının elinde kendi tözlerinden sıyrılarak bambaşka anlam evrenlerinin yapı taşları hâline geliyor. Kılıç, bu parçaları yalnızca yüzey üzerinde bir araya getirmiyor; izleyicinin bilinçaltına doğru açılan alegorik haritalar kuruyor. Zaman ve mekânın silikleştiği, figürlerin sembollere, yolların geçitlere dönüştüğü bu dünyada korkular, arzular ve hayaller birbirine temas ediyor. Sanatçının üretimi, izleyiciyi hem tanıdık hem de büyüleyici bir sınır bölgesine taşıyan, sezgisel bir keşif yolculuğu sunuyor.

Kılıç’ın içe bakan dünyasının karşısında Selma Koç, toplumsal bilinç, güç ve iktidar ilişkilerini merkezine alan bir sorgulama alanı açıyor. Koç’un eserlerinde mekan, işlevinden soyunarak bir sahne ya da otorite boşluğuna dönüşürken; hayvan figürleri Ezop’tan Orwell’e uzanan güçlü göndermelerle toplumsal hiyerarşilerin keskin alegorilerine evriliyor. Bu figürler, güç, statü ve şiddetin sembolik temsilcileri hâlinde konumlanırken kompozisyonlardaki detay zenginliği izleyiciyi çok yönlü bir okumanın içine çekiyor. Koç’un üretimi, güncel toplum düzenine dair etkileyici bir görsel eleştiri sunuyor.

Buket Ada Kılıç, My Mind's Luggage, Mixed media on paper (acrylic paint, oil pastels, plush, various found materials), 2025, 111 x 156 cm
Küratör Deha Çun, iki sanatçının üretimlerini yalnızca yan yana getirmekle kalmıyor; onların birbirine açılan izleklerini kavramsal bir çerçeve içinde örerek mekânı çok katmanlı bir bilinç düzlemine dönüştürüyor. Çun’un kurgusunda sergi alanı, bireysel iç dünyanın alegorik imgeleri ile toplumun sembolik yapıları arasında kurulan bir köprüye dönüşüyor. Bu bütünlük, her bir eserin kendi bağlamının ötesine geçerek çapraz anlam ilişkileri kurmasını sağlıyor.
“İzlekler Evreni”, iki farklı sanat pratiğinin kesiştiği noktada yeni bir deneyim alanı açarak izleyiciye hem tekil hem çoklu bir evrende dolaşma olanağı sunuyor. Korkuların, inançların, iktidarın ve dönüşümün ortak dili bu buluşmada görünür hâle gelirken; sergi, çok yönlü bir estetik ve düşünsel yoğunlukla öne çıkıyor.
18 saat önce
Melek Zeynep Bulut'tan "Açık Anıtlar" Design Museum’da
2 gün önce
Göbeklitepe'de Perdeler Aralanıyor
2 gün önce
Miami Art Week 2025: Miami'de Küresel Sanat Zirvesi
2 gün önce
IAAF İstanbul'un 6. Edisyonu Sanatseverlerle Buluşuyor
3 gün önce
Ayın Kitabı: Rick Rubin'den "Yaratıcı Eylem: Bir Var Olma Biçimi"