ekavbanner1.jpg.jpg

Londra Nisan Sergileri Yazan: Banu Çarmıklı

Banu Çarmıklı

10 yıl önce




Kutluğ Ataman' ın, Londra Thomas Dane Galeri’de sergilenen “Aya Yolculuk” isimli 80 dakikalık çift ekran video çalışması, 1957’de dünyadan kopuk yaşayan Erzincan’ın bir köyünde geçer. Köyün tek okuma yazma bilen kız çocuğu, elinde gazete ile şehirden geri döndüğünde, köylüler içinde köpek olan bir roketin Ruslar tarafından uzaya gönderildiğini öğrenir. Hatta “bir itin" uzaya kendilerinden önce gittiğine de hafif bozulurlar. Bu uydurma hikayede Ataman bundan sonra  köylülerin aya gitme çalışmalarını anlatır.





Sanatçı,  gerçek olmayan bu hikayede  kişilerin ve toplulukların yaşanan olaylara karşı düşüncelerini ve görüşlerini nasıl inşa ettiğini anlatıyor. Video çalışmada, çift ekranın birinde  akademisyen, mühendis, avukat ve sanat tarihçileri konu hakkındaki yorumlarını dile getirirken, diğer ekranda ise köylüleri izliyoruz.

Teknolojiden habersiz, yeniliğe kapalı, bildikleri ile yetinen ve muhafazakar düşünce yapısına sahip olan bu insanlar, cami minaresini uzay roketine çevirmeye teşebbüs ediyorlar.





6 Nisan’a kadarThomas Dane Galeri’deizlenebilecek olan sergide Kutluğ Ataman, hikayesi trajikomik olan bu çalışması ile başarılı bir işe daha imza atmış.
 
Kanımca köy enstitülerinin kapatılması, bu insanların eğitimsiz, karanlık bir dünyada kalmalarına sebep olmuş. Yaşadığımız teknoloji çağında dünyada olup bitenlerden habersiz kalmak maalesef geri kalmışlığın en büyük göstergesi.



Kutluğ Ataman'ın Journey To The Moon isimli 80 dakika süren video enstalasyonu.





İtalya’da Napoli yakınlarındaki Vezüv yanardağının MS. 79 yılındaki patlamasıyla yaklaşık aynı yerde kurulu olan bir zamanların önemli ticaret merkezlerinden biri olan Pompeii şehri ve destanlara göre kurucusu Herakles ( Herkül ) olan Herculaneum şehirleri lavlar altında kaldı.

1600 yıldan fazla bir süre kaybolmuş bu şehirler arkeologlar tarafından başarılı bir şekilde ortaya çıkarıldı.

Şu sıralar British Museum’da bir gün içinde yok olan bu iki şehre dair tarihin izlerini süren, “Pompeii ve Herculaneum- Life and Death” adlı büyük bir sergi yer alıyor.





İnsanlık tarihinin en korkunç olaylarından birinin sergilendiği müzede, iğne atsan yere düşmeyecek bir kalabalık vardı. 450 adet eserin yer aldığı sergi salonuna girerken “Çocukların aile refakatinde gezmeleri, çünkü sergideki bazı görüntülerin uygun olmadığı” notu dikkatimi çekti. Bu not, sergide yer alan ve feci şekilde can veren insanların, heykele dönmüş vücutları ve eşyalarının ziyaretçilerde bıraktığı etkiye dair bir ipucu gibiydi.





Sergide, kadın heykelleri, dönemin insan portrelerinin yer aldığı mozaikler, kuş desenli freskler, ölüler üzerinde bulunan altın ve gümüş takılar, bronz mobilyalar ve mutfak aletleri gibi döneme ait nesneler vardı.  Sergide, bir keçi ile ilişkiye giren yarı insan figürlü mermer bir erkek heykeli yer alıyordu. Bu tip erotik görüntülerin olduğu fresk ve heykeller, o dönem Roma’sında insanların cinsel ilişkilerini, sapkınlıklarını ve çıplaklıklarını rahatça sergilediklerini gösteriyordu. Toplum değerlerinin ve normlarının farklı olduğu o dönem Roma’da, kadınların ve esirlerin önemli yeri var. Öyle ki esirler sahiplerinin her türlü ihtiyacını karşılamak zorunda, yozlaşmış bir yasam söz konusu. Kimilerine göre Romalıların bu büyük trajediyi yaşamalarının sebebi tanrının onları cezalandırmış olması. 





British Museum ‘da 28 Mart – 29 Eylül 2013 arasında devam edecek olan bu sergiyi kaçırmamanızı öneririm.





Yazan: Banu Çarmıklı


Daha fazla bilgi için aşağıdaki linki TIK layabilirsiniz.
http://banucarmikli.com/



En Çok Okunanlar