f2af643b-1f2b-4576-a0c7-c8029d8139a4.png

Ebediyete Uğurladığımız Christo'ların 60 Yıllık Projesi Paris’te Vücut Buldu | Yazan Seylan Kandak

Seylan Kandak

2 yıl önce

Paris’in simgelerinden Zafer Takı (Arc de Triomphe) 18 Eylül 3 Ekim tarihleri arasında paketliydi. Bana kalırsa Christo’ların “paketleri” ölmeden görülmesi gereken eserler arasında. Ne yazık ki eşi Jeanne-Claude’dan 12 yıl sonra sanatçı düoya adını veren Christo (Christo Vladimiroff Javacheff) 2021 yılında bu dünyaya veda etti. Böylece sanatçı çift hayalini kurduğu büyük eseri görememiş oldu. 

Pandemi sebebiyle tam bir yıl ertelenerek gerçekleştirilen projeyle ilgili Paris Ulusal Anıt Merkezi başkanı, yaptığı açıklamada, sanatçının vefatına rağmen, projenin tam olarak Christo'nun isteklerine göre planlandığını ve yürütüldüğünü açıkladı. 

Zafer Takı projesiyle ilgili detaylı ve geniş kapsamlı bilgiye aşağıdaki bağlantıdan ulaşabilirsiniz: https://www.centrepompidou.fr/en/programme/exhibitions-museum/the-arc-de-triomphe-wrapped

Sanat dünyasında Christo’lar olarak tanınan sanatçılar bugüne kadar dünya üzerinde birçok önemli esere imza attılar. 1972 yılında Colorado’da perdeledikleri vadi, 1975 yılında Berlin’de paketledikleri Alman Reichstag binası, 1983 yılında Florida’da kumaşlarla çevreledikleri adalar (Surrounded Islands), 1985 yılında Paris’te paketledikleri Pont Neuf, sanatçı çiftin en çok ses getiren eserleri arasında yer alıyor. 

Şimdi gelin, 1806 yılında Napolyon tarafından, Fransa’nın zaferlerini ölümsüzleştirmek için yapımı emredilen ve 1836 yılında inşaası sona eren, Fransa için tarihi ve sembolik önem taşıyan Zafer Takı’nın, paketlenmesi olarak niteleyebileceğimiz esere biz göz atalım.

Bu dev eser için birkaç yıl önce Pompidou Müzesi’nde açılan Christo’lar sergisi sırasında sanatçıya şehir merkezinde bulunan Pompidou Modern Sanat Müzesi binasının paketlenmesi teklifi götürülmüş. Christo bu teklifi kabul etmemiş ama hiç düşünmeden, yakın zamanda kaybettiği eşi Jeanne-Claude’la 1961'den beri hayalini kurdukları Zafer Takı projesini hayata geçirmek istemiş. Bunun üzerine George Pompidou Modern sanat müzesi müdürü ve Ulusal Anıt Merkezi başkanı girişimlere başlamış, devlet başkanı Emmanuel Macron da bizzat devreye girmiş. 

Zafer Takı projesinde, 25.000 m2 geri dönüştürülebilir gümüş-mavi kumaş, 3000 metre geri dönüştürülebilir kırmızı halat kullanılmış. Vardiyalı çalışan üç ekibin bir aylık hummalı çalışmasıyla sarmalanan yapıda toplam 1000 kişi görev almış. Binanın üzerinde bulunan rölyeflerin zarar görmemesi için kaplama işlemine, heykellerin üzerlerine çelik konstrüksiyonlar yapıldıktan sonra başlanmış. Eserde kullanılan malzemeler, Christo’nun düşlediği eseri gerçekleştirmesi açısından önem taşıyor, çünkü sanatçı hayalini şöyle ifade etmiş: “Bu, ışığı yansıtan ve rüzgârın gücüyle yaşayan bir obje gibi olacak. Kıvrımlar kıpırdayacak ve binanın yüzeyi duyuları harekete geçirecek. İzleyiciler Zafer Takı’na dokunmak isteyecek.” 

Eseri incelediğimizde gördüğümüz nesnenin insanlara oranla bakıldığında büyük bir maketten ziyade dev bir yapı olduğu anlaşılıyor. Hatta bu yapıyı ilk kez paketli şekilde gören bir izleyici eğer Avrupa’da birkaç şehirde dolaşmışsa yapının şehre giriş kapısı olarak inşa edilmiş geleneksek bir zafer anıtı olduğunu anlayabilir. Ortada ve yanlardaki yay seklinde boşlukları kullanarak yapının altından da geçilebileceği yani yapının bir geçiş kapısı olarak kondurulduğu hissediliyor. İlk bakışta kare bir blok gibi algılansa da gündüzleri gün ışığı geceleri de aydınlatmalar sayesinde yapının girinti ve çıkıntılarının da altı çizilmiş. 

Dev yapının üzerindeki gümüşi mavi örtü onu sarıyor ve kalın halatlar örtüyü çevreleyerek bağlıyor. Kullanılan kumaş acık hava şartlarına dayanıklı ve dönüştürülebilir malzemeden tasarlanmış. Parlaklığı öyle ki, yakından sert ve kaba hatta adeta metalden yapılmış gibi duran bir kumaş dokusu olmasına rağmen, uzaktan bakıldığında yumuşacık, dökümlü, ipeksi bir havası var. Sanki bir dev gelip hediye paketi yapar gibi koca binayı sarmış ve halatlarla tutturmuş. 

Paketleme konusunda düşünmek hayli enteresan bir beyin cimnastiği. Aklıma gelen sorular beni derin bir düşünce yoluna itiyor. Sanatçı çiftin paketlemekle, sarmalamakla ilgili dertleri neydi acaba? Paketlemek onlar için ne ifade ediyordu? Christo’lar bu sembolik hareketle izleyicilere ne söylemeye çalışıyorlardı? 

Paket, bir objeyi kumaş veya kağıtla çevirme, sarma ve kaplama anlamına geliyor. Türk Dil Kurumu sözlüğüne göre paket, içinde bir veya birçok şey bulunan, kâğıda sarılarak veya kutuya konularak bağlanmış, elde taşınacak büyüklükte nesnedir. Peki paket ne için yapılır? Bir obje neden sarılır, üzeri neden kapatılır? 

Bir nesne paketlendiğinde paketin içindeki nesne görünmez olur. Paket, açan kişide merak uyandırır, sürpriz etkisi yaratır, heyecan duygularını harekete geçirir. Sıradan bir obje, beklenen bir arzu nesnesine, bir hediyeye dönüşür. Sarmalanan objenin önemi, değeri artar. Ayrıca, önemsenen, değerli bulunan eşyalar bir yerden başka bir yere taşırken paketlenerek darbelerden, tozdan, kirden korunmaya alınır. Paketlemek, zarfa koymakla da paralellikler gösterir zira zarf da paket gibi içindekini hem saklama hem koruma hem de sürpriz yaratma özelliğine sahiptir. 

Sürpriz Christo’ların kullandığı bir kavram. Sanatçılar büyük ölçekli islerinde dev alanları veya mimari yapıları örtüyle çevreleyerek, üzerini kapatarak ve paketin içindekini saklayarak ana formları daha görünür hale getiriyor ve alanla nesne arasında farklı bir ilişki kuruyorlar. Alışılmışın dışında bir görsel ve alan/obje ilişkisi yarattıkları için paketledikleri nesneleri gören insanlarda şaşırtma etkisi yaratıyorlar. Normalde sürekli göz önünde bulunan ve turistler dışında neredeyse görülmeden geçilen yapıların altını çiziyor ve dikkati çekiyorlar.

Zafer takı projesinde belki de sanatçıların esas dikkat çekmek istedikleri yapı paketlendiğinde saklı kalan kısımlar yani geçici olarak göremediğimiz ülke tarihi acısından önemli rölyefler ve heykeller. Ayrıca Zafer Takı’nın altında I. Dünya Savaşı’nda hayatını kaybeden askerler anısına meçhul asker mezarı ve alevi de bulunuyor. Sanatçıların yarattığı paradoksu göremeyen iki milliyetçi genç bu esere karşı tavır alarak ve projeyi Fransa için ölen askerlerin hatırasına bir hakaret olarak algılayarak 27 Eylül günü paketlenmiş yapının üzerine tırmanış gerçekleştirdiler. Zafer Takı eserinin üzerine “Ölen askerler anısına” yazılı Fransız bayrağı renklerinde bir flama çektiler. Göz altına alınarak sorguya çekildikten sonra serbest kaldılar.

Geçici eser olarak adlandırabileceğimiz sanat işi bittiğinde geriye tüm yapım ve sökülüm aşamalarını, açılış görüntülerini, yaşanan olayları, ziyaret anılarını gösteren video ve fotoğraf arşivi kalıyor. Tabii bir de sanatçıların büyük projeleri gerçekleştirmeden önce birkaç yıl boyunca yaptıkları ön çalışmaların eskiz ve maketleri. Söz konusu 60 yıllık bir düş ve sanatçılarda Christo’lar olunca, ön çalışmalara eskiz deyip geçmemek gerekiyor: Christo'ların hazırlık çalışmaları da birer sanat eseri niteliği taşıyor. İkilinin hazırlık çalışmaları, okuduğum Sorbonne ve Paris8 Üniversitelerinde, yüksek öğretim sanat bölümlerindeki projelendirme derslerinde referans olarak gösteriliyor. George Pompidou Modern Sanat Müzesi müdürünün anlattığına göre toplam 14 milyon Avro’ya mal olan Paketli Zafer Takı eseri, Christo’ların diğer tüm büyük projeleri gibi, oto finansman ile gerçekleştirilmiş ve gerekli bütçe, devletten veya özel sektörden finansal yardım alınmaksızın, Christo'nun biraz önce bahsettiğimiz ön çalışmaları yanı eskizleri, maketleri, kolaj, litografi ve fotoğrafları satılarak elde edilmiş. 

Sökülüm işlemleri kasım ayına kadar devam edecek olan paketlenmiş Zafer Takı’nı görmek gerçek bir ayrıcalıktı. Sanat dünyası sizi unutmayacak Christo’lar!

Eserin yapım aşamalarını gösteren videoya aşağıdaki bağlantıdan ulaşabilirsiniz:

https://www.npr.org/2021/09/17/1038287275/arc-de-triomphe-christo-jeanne-claude-wrapped

Yazı: Seylan Kandak 



En Çok Okunanlar