Zamanın ötesine, insanlığın en eski anılarına, belki de bir milyon yıl öncesine gittiğinizi hayal edin. Mineral ve taşların doğanın ellerinde şekil bulduğu, ilkel ama derin anlamlar taşıyan bir yerdesiniz. Düşünsenize, Platon’un "Sanat, doğanın bir taklididir" sözü tam da burada anlam kazanıyor. Hayatın ve sanatın sürekli olarak birbirini yansıtan bu değişim döngüsünde, hepimiz kendimizden bir şeyler bulmuyor muyuz? Her değişimin bizi daha derin bir anlayışa ve yeni bir estetik deneyime taşıdığını hissetmek sizce de çok etkileyici değil mi? Öyle ki, sanat dünyasında mücevher tasarımcısı Ali Rıza Akdolu'nun eserleri, bu döngünün en çarpıcı yansımalarından biri olarak karşımıza çıkıyor. Onun tasarımları, mücevherlerin sadece birer takı değil, aynı zamanda büyük bir başkalaşımın fiziksel form bulmuş karşılığı olduğunu gösteriyor. Bu sıradışı formlar, alışılmışın dışına çıkmayı ve yenilikçi düşünmeyi sembolize ediyor.
Küratörlüğünü Dr. Feride Çelik’in yaptığı Aliens sergisi, Inspera Bodrum Art Space’de sanatseverlerle buluşuyor. Sergide, Aliens’ların 50 farklı karakterden oluştuğunu göreceksiniz. Hepsinin kendi içinde ayrı hikayeleri ve kardeşleri var. Kardeşlerin aralarındaki yaş farkı ise yaklaşık 1 milyon yıl. Bu da mineralin zaman içindeki oluşum süreci ile ilgili olduğunu gösteriyor. Yolunuz Bodrum Inspera Art Space’e düşerse, 16 Temmuz’a kadar Aliens sergisi mutlaka görülmeye değer!
Aliens sergisindeki her form, her detay, yaşamın derinliklerinde keşfedilmemiş yeni anlamları sorgulatır cinsten. İşte hayatın kendisi de böyle bir başkalaşım sanatı; her anı, bir öncekinin izlerini taşıyan, fakat özgün ve yeni bir biçimle karşımıza çıkan bir dönüşüm süreci değil midir? Sanatta bu başkalaşım, sadece teknik değil, duygusal ve düşünsel bir evrimi de ifade ediyor. Bu yaratıcı sürecin hikayesini ve sanattaki başkalaşımın derinliklerini daha iyi anlamak adına, mücevher tasarımcısı Ali Rıza Akdolu ile çok keyifli bir röportaj gerçekleştirdik. İşte o detaylar!
Mücevher Tasarımcısı Ali Rıza Akdolu
1.İlham verici sanat yolculuğunuzu bizimle paylaşır mısınız? Mücevher tasarımlarından heykel yapma fikri nasıl oluştu?
Çok uzun yıllardır, yaklaşık 20-25 yıldır mücevher tasarımı ve üretimi ile uğraşıyorum. Ancak profesyonel anlamda olmasa da resim ve heykel hep vardı hayatımda. Bir noktadan sonra mesleki doygunluk diyebiliriz; kendim için, ruhumun mutluluğu için tasarlamak ve üretmek istedim. Böylelikle mesleki tecrübem ve sanatımı birleştirerek Aliens serisini ortaya koydum.
2."Aliens" serinizin hikayesi varsa, bize anlatır mısınız?
Aliens, yakın amorf şekillere sahip olsa da 50 farklı karakterden oluşuyor. Hepsinin kendi içinde ayrı hikayeleri var. Hatta içlerinde kardeş olanlar var, ancak aralarındaki yaş farkı yaklaşık 1 milyon yıl. Bu da mineralin zaman içindeki oluşum süreci ile ilgili.
3.Eserlerinizi yaparken nelerden ilham alıyorsunuz?
Aliens serisi, pandemi sürecinin pozitif bir kazanımı benim açımdan. Şöyle ki; bu süreç öncesinde hepimiz gerek ticari hayatın yoğunluğu, gerekse günlük yaşantının rutini dışına çıkmakta zorlanıyorduk, yavaşlayamıyorduk. Pandemi gelince her şey bir anda durdu ve hepimiz hayatı, ne yaptığımızı, nereye koştuğumuzu sorgulamaya başladık. Tam da bu noktada Aliens, başkalaşımın fiziksel form bulmuş karşılığıdır benim sanatımda.
4.Eserlerinizde örümcek formları görüyoruz. Bu tercihinizin özel bir nedeni var mı?
Örümcek formuyla ilişkilendirmek çok doğru bir yaklaşım değil benim açımdan. Daha önceden belirttiğim gibi, bunlar başkalaşımı temsil eden, benim jewelart olarak tanımladığım formlar.
5.Eserlerinizde kullanmayı çok sevdiğiniz renkler var mı? Varsa nelerdir?
Heykellerimde doğal taşların yanı sıra bronz kullanıyorum ve bronzu patine etmeye bayılıyorum. Yeşil patina ile okside etmek, hem metale çok güzel bir renk veriyor hem de ton olarak sürprizlere açık.
6.Eserlerinizde ne tür taşlar kullanıyorsunuz? Özelliklerinden biraz bahseder misiniz?
Eserlerimde dünyanın çok farklı coğrafyalarından çıkarılmış değerli ve yarı değerli taşlar kullanıyorum. İstediğiniz forma yakın taşlar bulabilmek, bunları kestirmek ve cila işlemleri hayli meşakkatli ve uzun zamana yayılıyor, ama bir o kadar da heyecanlı ve mutluluk verici. Bu koleksiyonda sergilenen 50 eserin taşlarının temini, kesilmesi ve diğer işlemleri toplamda 2,5-3 yıla yayılan bir zamanda gerçekleşti.
7.Her heykelin karakteristik özellikleri mutlaka vardır. Sizi en çok etkileyen heykelden biraz bahsedebilir misiniz?
Evet, bu yaklaşımınızda haklısınız, hepsi birbirinden farklı. Ancak ben "Self Defence"in kurgusuna bayılıyorum. Gövdesinde kendisini korumak amaçlı 105 adet ok var, ancak bu okların ucunda kapişon lolite’lar kullandım ki karşı tarafa saplanmasın. Yani doğa gereği kendisini koruyor, ancak karşıdaki unsura da zarar vermeyecek kadar duygusal.
8.Önümüzdeki dönemde bizi ne gibi sürpriz projeler bekliyor?
Sphere serisinin çalışmalarını geçen yıldan beri yapıyorum. Halihazırda geometri açısından kusursuz bir simetriye sahip olan bu nesneye, kendi yorumumla bir boyut kazandırmaya amaçlıyorum. Sanırım önümüzdeki yıl içinde sanatseverlerle bir araya gelecek bu koleksiyon.
9.Tasarımlarınızı yaparken unutamayacağınız bir anınız oldu mu? Olduysa bizimle paylaşır mısınız?
Alien’ları ilk yapmaya başladığımda ustalarımın şaşkınlığı hiç unutmayacağım. Biz mücevher atölyesi olarak ustalarla yaklaşık 20 senedir birlikte çalışıyoruz. Form benim kafamda belliydi, ama gümüş bacaklara ilk eğeyi vurmaya başladığım andan itibaren ustalardan farklı yorumlar geldi. Gerek bilezik olacağına, gerek kolye olacağına dair, ancak finalde uzaylıyı andıran heykelsi bir form çıkınca hepsi çok şaşırdı. Bu Alien serisinin ilki...
10.Sizin gibi olmak isteyen genç yeteneklere neler önerirsiniz? Başarı yolculuklarında neler yapmalılar?
Benim gençlere tavsiyem öncelikle ve kesinlikle sevdikleri işle uğraşmaları ve hiçbir zaman hayal etmekten vazgeçmemeleridir. Bu ikisini yaptıktan sonra başarının geleceğine kesinlikle inanıyorum.
11.Sanatın ve tasarımın geleceği hakkında ne düşünüyorsunuz? Teknoloji bu alanda nasıl bir rol oynayacak?
Dijital sanatın, fiziki sanatın çok hızlı bir şekilde yerini almaya başladığı bir sürece şahitlik ediyoruz. Yapay zekanın neler yapabildiğini gördükten sonra insanların beklentilerinin de yükseleceğini düşünüyorum. Bizi nelerin beklediğini hayal etmek gerçekten zor; çünkü bu şahitlik ettiklerimiz geçmiş dönem sanat tarihinin de deneyimlemediği durumlar.
12.Bodrum dışında sanat eserlerinizi sergilemek için tercih ettiğiniz mekanlar veya platformlar var mı?
Bodrum dışında Londra ve Dubai’de de karma ve solo sergiler için görüşmelerimiz devam ediyor. Daha önceki yıllarda yaptığımız bir motor seyahatinde uğradığımız Bakü’deki Haydar Aliyev Kültür Merkezi, mimarisi ile beni çok etkilemişti. Zaha Hadid’in tasarladığı bir binada eserler sergilemeyi çok isterim.
Yazı: Fulden Karayel Okumuş
Bir Şehirde Sanatın Evrenselliği Yankılanıyorsa, O Gün 19. Contemporary Istanbul Günüdür!
bir ay önceCaeli’de Alice’inizi Keşfetmenin Tam Zamanı Mı Dersiniz?
3 ay önceHayatınızdaki İzleri Bu Sergide Keşfetmeye Var Mısınız? | Yazan Fulden Karayel Okumuş
4 ay önceTesadüfün Sanata Dönüştüğü Yer: Olafur Eliasson’un İstanbul Boğazı’ndaki Sergisi | Yazan Fulden Karayel Okumuş
5 ay önceOyuncakları Sanata Dönüştüren Mamut Limited Sanatçıları Sanat Dünyasında Devrim mi Yaratıyor? | Yazan Fulden Karayel Okumuş