COVİD-19 salgını sürecinde sanatçılarımızın karantina günlerini nasıl geçirdiğini ve sanatlarını nasıl etkilediğine dair oluşturduğumuz röportaj serimizin konuğu; post-it notlar ve neon ışıklar kullanarak özel bir dil oluşturan çağdaş sanatçılarımızdan Ardan Özmenoğlu.
Tüm dünyanın büyük bir mücadele içinde olduğu korona günlerinde siz neler yapıyorsunuz? Vaktinizi nasıl değerlendiriyorsunuz?
Zaten çok düşünürdüm artık daha fazla düşünüyorum, her şeye ama her şeye kafa yoruyorum. Bu akşam ne pişireceğimden dünyanın neden bu duruma geldiğine kadar sınırsız, bağlamsız uçuşan fikirler. Çalışma disiplinimi kaybettim, evde oturmanın bende böyle kötü bir etkisi oldu. Sürekli düşünmekten harekete geçemiyorum.
Bu dönemde okuduğunuz kitaplar ve izlediğiniz filmler nelerdir? Önerileriniz var mı?
Oğuz Atay hayranıyım, kitaplarını tekrar okumaya başladım. Her hafta 'Uykusuz' dergisini ve sanat dünyasının pandemiyle alakalı röportaj ve yazılarını sosyal medyadan okuyorum.
Bazen önceden izlediğim bazen izlemeye fırsat bulamadığım filmleri izliyorum. İzlediklerim içinde yeniden keşfettiğim, bazen hiç farkına varmadığım kareleri görüyorum. Japon anime filmlerine merak sardım. TRT Radyo 3 hep dinlerdim, hala dinliyorum saatlerce…
Korona dönemi evde olduğumuz karantina süreci sizin eserlerinizi nasıl etkiledi? Bu döneme ait eser veya eserler olacak mı?
Şu an bunu söylemek için erken, bu süreçte yaşananlar kendisini sonradan gösterecek. İçinde bulunduğumuz durum çok yeni bir tecrübe, ancak bunu hazmettikten ve yaşadıktan sonra bu duruma ait olan olgu ve duygularla oluşmuş eserler ortaya çıkacak. Eminim benim ve bütün sanatçıların eserlerine bu korku, salgın ve hapsolma duygusu yansıyacak. Bu yaşananlar yaratıcılığımdan çok çalışma disiplinimi etkiledi, sürekli düşünmekten harekete geçemiyorum.
Korona dönemi sanat dünyasında tüm galerilerin geçici bir süre kapandığı, çoğu galerilerin online olarak hizmet verdiği bir dönem. Bu süreç bittikten sonra sanat dünyası sizce nasıl etkilenecek?
Sanat eseri insanın fiziksel ve duygusal olarak tecrübe ettiği bir olgu. Bu durum COVID-19’dan önce geçerliydi hala geçerli. Bir eserin görseliyle, kendisi arasında çok fark vardır. Ben her zaman sanat eserinin birebir tecrübe edilmesi gerektiğine inanıyorum. Müzeleri, galerileri, bienalleri, sanatçı atölyelerini ve fuarları sanal olarak gezmenin insana aynı duyguyu vereceğine inanmıyorum. Bu süreç bittikten sonra bütün galeri, müze ve hatta sanatçıların hep erteledikleri, yeteri kadar zaman harcamadıkları web sitelerini daha donanımlı hale getireceklerini düşünüyorum.
Yurtdışında çok sayıda sergi açmış uluslararası bir sanatçı olarak düşünceleriniz ve deneyimleriniz bizim için önemli. Başarınızın sırrı nedir? Bu dönemde genç sanatçılara ve sanatçı adaylarına vermek istediğiniz özel bir mesajınız var mı?
Başarımın sırrı Bilkent Üniversitesi’nde aldığım eğitim, beni destekleyen ailem ve arkadaşlarım, çalışma disiplinim ve hayatımı sanata adamış olmam geliyor. Genç sanatçılara mücadeleyi hiç bırakmadan sanata sarılmalarını, her durumda önceliklerinin sanat olmasını tavsiye ederim.
Türkiye’nin ilk ve tek online sanat televizyonu ARTtv hakkında görüşleriniz nelerdir?
Covid-19 döneminden yıllar önce ilk dijitalin sanat kanalının önemini farkedip, sanata böyle bir mecra yaratması ve sadece sanat içeriği yayınlaması, ileriye dönük bir vizyoner oldugunun kanıtı bence.
Hazırlayan: Özge Kahraman
60. Venedik Bienali’nde Zeynep Çilek Çimen Performansıyla Yer Aldı!
15 gün önceSANKO Holding 120’nci Yaşını “Sahre” Sergisiyle Kutluyor
22 gün önce28. İstanbul Tiyatro Festivali’nin Yolculuğu: Mehmet Birkiye ile Söyleşi
27 gün önce31. Sakıp Sabancı Sanat Ödülleri Sahiplerini Buldu
29 gün önceMelek Zeynep Bulut’un “Duo” Adlı Eseri İkonik Painted Hall’de Sergileniyor