53b23188-1ec5-4771-94b1-9663c67707bc.jpg

Sınırlar Var mıydı, Yoksa Biz mi Çizdik? Gelin BASE 2025'te Karar Verin!

Fulden Karayel Okumuş

5 gün önce

Sınırlar, hayatımızın kaçınılmaz bir gerçeği. Bedenimizin sınırları, günün saatlerinin sınırları, dilimizin sınırları, toplumsal rollerimizin sınırları... Onlar olmadan ne kendimizi tanımlayabilir ne de başkalarıyla ilişki kurabiliriz. Ama asıl mesele, sınırların olup olmaması değil; ne kadar, nasıl, kimin için olduğu.

Selin Okay - Bir Anın Sessizliği - 2025
Açık alevde şekillendirme, cam, beton 30x20x15 cm

Çünkü fazla sınır boğar insanı, hiç sınır olmaması da. Sınırsızlık, kulağa özgürlük gibi gelse de aslında çoğu zaman bir ayrıcalığın adıdır. Kiminin sınırları var, duvarlar gibi, her yerde; kimininse hiç yok gibi görünür, açık deniz gibi. Ama o sınırsızlık da bir tür sınır aslında, görünmeyen ama çok gerçek bir ayrıcalık sınırı. Sahip olmayanlar için sınırlar aşılması gereken engellerken, sahip olanlar için korunması gereken bir alan.

Elif Dila Güneş - Unself - 2025
Sıcak cam, alevle şekillendirme, kalıp içi, füzyon, 70×150 cm

Virginia Woolf, Kendine Ait Bir Oda kitabında sınırları katman katman açıyor önümüze. Önce fiziksel olanları görüyorsunuz, sonra toplumsal olanları. Ve en derininde, belki de en zorları içselleştirilmiş sınırlar. Ama Woolf sadece sınırları göstermiyor, aynı zamanda onları nasıl aşabileceğimizi de anlatıyor: kendi anlatılarımızı yaratarak, kendi geleceklerimizi hayal ederek. Sınırları tanımak, sonuçta onları dönüştürmenin ilk adımı değil mi?

BASE'in dokuzuncu edisyonu, genç sanatçıların üretimlerini tam da bu hassas noktada konumlandırıyor. 26-30 Kasım tarihleri arasında The Ritz-Carlton Residences, Istanbul B Blok'ta gerçekleşen sergide, 36 şehirden, 43 üniversiteden 156 genç sanatçının yaklaşık 200 eseri bir araya geliyor. Bu, sınırların sabitlenmediği, olasılıkların çoğaldığı, karşılaşmaların mümkün olduğu bir ortak zemin yaratma girişimi. Ama bu, sınırsızlık vaadi değil; dengeli bir alan yaratma çabası.

Fide Lale Durak - Arafta Figürler - 2025
Çok katmanlı tül ve dikiş

Resim, fotoğraf, seramik, cam, heykel, video, yeni medya, grafik tasarım, geleneksel Türk sanatları... Her disiplin kendi sınırlarıyla yer alıyor. Ve bu sınırlar önemli; her malzemenin, her tekniğin kuralları var. Ancak genç sanatçılar bu sınırları ne tamamen görmezden geliyor ne de koşulsuz kabul ediyor. Onları tanıyorlar, sorguluyorlar, dönüştürüyorlar. Ben ile öteki, norm ile farklılık, erişilebilir ile erişilemez arasındaki gerilimleri görünür kılarken ne keskin bir ayrıma ne de tam bir bütünleşmeye yöneliyor. Yeni ilişkilenme biçimlerinin ve dengeli bir birlikte varoluşun olanaklarını açıyor.Peki bu sınırlar pratikte nasıl şekilleniyor?

Ayşegül Karababa - Burda mısın? - 2025
Yerleştirme, cam, bakır, ahşap askılık, 45x80x110 cm

 Ayşegül Karababa - Burda mısın?

Ayşegül Karababa'nın Burda mısın? işi tam da bu soruyu soruyor aslında. Bir iz görüyorsunuz, ama kimin? Bir nesne duruyor karşınızda, ama kime ait? Varlık ile yokluk arasındaki o ince çizgi, işte orada. Belki de sınırların en acı vereni bu, birinin olup olmadığını bilemediğiniz an.

Meltem Koç - Postalsız ve Çıplak Ayaklı - 2025
Yerleştirme, cam, bakır, ahşap askılık, 45x80x110 cm

Meltem Koç - Postalsız ve Çıplak Ayaklı

Meltem Koç'un Postalsız ve Çıplak Ayaklı işinde bir figür var, ama o figür ne tam yere basıyor ne de havada asılı. Çıplak ayak, en savunmasız halimiz değil mi? Meltem'in figürü tam da bu kırılganlıkta duruyor. Ne tamamen ait ne de tamamen yabancı. Belki de sınır bu, bir yere ait olmak için çok savunmasız, yalnız kalmak için çok bağlı olmak.

Merve Kafa - Paradoks - 2025
Cam, strafor, 165x70x50 cm

Merve Kafa - Paradoks

Merve Kafa'nın Paradoks işi, orta sınıf olmanın durumuna odaklanıyor. Ne çok yukarıda ne de çok aşağıda; tam ortada, o belirsiz yerde. Bir şeyler yanlış gidiyor etrafta, farkındasınız. Değişmesi gerektiğini de biliyorsunuz. Ama sonra elinizdekilere bakıyorsunuz: Bu kadarı var, az değil ama çok da değil. Ya kaybedersem? Belki de en zor sınır budur, kendi konforunuzla çizdiğiniz, sizi güvende tutan ama aynı zamanda değişime kapatıp donduran o çizgi.

  Fatmanur Şahin - Yansıyan - 2025
Tuval üzeri yağlıboya, 110×130 cm

Fatmanur Şahin - Yansıyan

Fatmanur Şahin'in Yansıyan işinde ayna, artık sadece yüzünüzü göstermiyor. Dudaklarınıza ruj sürerken karşınıza dişlerden örülü bir boşluk çıkıyor. Bazen en keskin sınırlar, aynadaki yansımamızla çizilir. Kendinizle kendiniz arasındaki sınır. Nasıl görünmeniz gerektiği ile nasıl hissettiğiniz arasındaki mesafe.

Muharrem Özdemir - Bilinç İmalatı - 2025
Heykel, karışık teknik, 40x40x70 cm

Muharrem Özdemir - Bilinç İmalatı

Muharrem Özdemir'in Bilinç İmalatı heykelinde makine var, ama bu sadece bir makine değil. İnsan nerede bitiyor, makine nerede başlıyor? Bedeninizin uzantısı mı bu araçlar, yoksa siz artık onların uzantısı mısınız? Belki de en kaygı verici sınır budur, bilincinizin sonu.

Saliha Yılmaz - Mavi Ağaç - 2025

Saliha Yılmaz - Mavi Ağaç

Saliha Yılmaz'ın Mavi Ağaç işinde resim, çerçeveye sığmıyor artık. Duvara taşıyor, yüzey genişliyor. Saliha, resimle heykel arasındaki sınırı bulanıklaştırıyor. Belki de sınırların en güzeli budur, onları tanırken aynı zamanda dönüştürmek, çerçeveyi kabul ederken aynı zamanda taşırmak.

Şebnem Sungur - Suda Çözünen Kelimeler - 2025
Enstalasyon, mürekkepli su, pleksi 92×92 cm, 30 adet cam vazo 8x6x6 cm

Şebnem Sungur - Suda Çözünen Kelimeler

Şebnem Sungur'un Suda Çözülen Kelimeler işinde yazı var, ama yazı kalıcı değil. Günlüğe yazdığınız o cümleler, suyun içinde yavaşça dağılıyor. Belki de en derin sınır budur, söylenenle söylenemeyenin, görünenle hissedilenin, kalıcılıkla geçiciliğin arasındaki o ince çizgi.

 

Çiğdem Akgün - İnsan Postu - 2025

Çiğdem Akgün - İnsan Postu

Çiğdem Akgün'ün İnsan Postu işinde gazete kağıdı var, ama o kağıt bir zamanlar ağaçtı. Çiğdem o unutulmuş kağıdı alıyor ve yüzlere dönüştürüyor. Belki de en unuttuğumuz sınır budur, doğadan aldıklarımızla ona geri verdiklerimiz arasındaki mesafe.

Aleyna Kartal - Artık Yok - 2025
Seramik, ayakkabı, ses, 850×18 cm

Aleyna Kartal - Artık Yok

Aleyna Kartal'ın Artık Yok işi kadın cinayetlerine odaklanıyor. Sayılar var, sadece sayılar. Belki de en acı veren sınır bu, her yeni habere biraz daha az üzülmek, biraz daha çabuk unutmak. Aleyna sayıları geri çeviriyor insanlara. Her rakamın arkasında bir hayat olduğunu hatırlatıyor.

Medine İrem Dokumacı - Dereyi Geçmek-2024

Medine İrem Dokumacı - Dereyi Geçmek
Medine İrem Dokumacı'nın Dereyi Geçmek işinde bir geçiş var. Dere, sadece bir su değil; hem kutsal hem de kadınsı bir eşik. Dereyi geçmek, öteki diye adlandırılan, saklanan, bastırılan tarafınızla karşılaşmaktır. Belki de en derin sınır budur, kendi bedeninizle aranızdaki mesafe.

The Ritz Carlton Residences

Bilgili Holding ana mekan sponsorluğunda, Bilgili Sanat iş birliği ve The Ritz-Carlton Residences ev sahipliğinde, Trendyol Sanat ana sponsorluğunda; Jumbo, Kale Tasarım ve Sanat Merkezi (KTSM) ve TEB Özel Bankacılık eşsponsoru olarak gerçekleşen Base, eş zamanlı sergilerle bu dengeyi farklı katmanlarda tartışmaya açıyor.

Türk Hava Yolları Miles&Smiles sergisi - Taksim Sanat

İçeri adım atar atmaz zemin katta solda Türk Hava Yolları Miles&Smiles sergisi, sağda ise Taksim Sanat'ın özenle seçilmiş eserleri sizi karşılıyor. Biraz ilerleyince Trendyol Sanat x Base ile Romanya çağdaş sanatına bir bakış var.

Jumbo x Base
Nagihan Çakal - 50.Evlilik Yıldönümü - 2023

Birinci katta Jumbo x Base'in Sofranın Hafızası sergisi, sınırların en doğru dengeyi bulduğu yerlerden biri olan sofrayı konuşuyor.

Kale Tasarım x Base
Simay Ültan - Love is everywhere - 2025

Yine aynı katta Kale Tasarım Sanat Merkezi'nin İyi Bak Dünyâna sergisi ve Baselected, 2017'den bu yana Base'e katılmış 65 sanatçının güncel üretimlerinden bir kesit sunuyor.

Fatih Temiz - Cumartesi Anneleri - 2025

Base, 2017'den bu yana genç sanatçılarla sanat profesyonelleri arasında dengeli bir etkileşim alanı yaratıyor. Dokuz yıldır devam eden bu buluşma, sanat dünyasında sağlıklı sınırların nasıl konulabileceğine dair somut bir örnek oluşturuyor. Sanatın belki de en önemli işlevlerinden biri de bu, sınırları görünür kılması. Ama onların ne tamamen silinmesi ne de katılaşması gerektiğini hatırlatması. Dengeli, esnek ve adil sınırların mümkün olduğunu göstermesi.

 Mihriban Çalışkan - Hafıza Kırığı - 2025
Ahşap çekmece, ayna, LED pano, 20×100 cm

 26-30 Kasım tarihleri arasında ücretsiz ziyaret edebileceğiniz Base, bu dengeyi düşünmek için anlamlı bir platform sunuyor. Sınırların gerekliliği ile onların ne eksik ne fazla olması gerektiği arasındaki hassas çizgi üzerine. Sınırlar hayatın kaçınılmaz bir parçası olmakla birlikte, asıl kritik olan onları nasıl belirlediğimiz ve kime ne kadar alan tanıdığımız. Base, bu sınırları hem görünür kılıyor hem de onları dengeli biçimde kurma, sorgulama ve yeniden tanımlama çabasındaki 156 farklı perspektifi bir araya getiriyor. 

 



En Çok Okunanlar

Bizi Whatsapp'ta takip edin