f7c849f2-0101-48db-a188-b74f67246675.jpg

Ali Atmaca & Ayşen Karakaya | Yağmurdan Hemen Sonra | Duvarların Ardında | Ekol Sanat Galerisi

105 B izlenme  
4.11.2020

Ali Atmaca  &  Ayşen Karakaya
“Yağmurdan Hemen Sonra” & “Duvarların Ardında”
20 Eylül – 12 Ekim 2016
Ekol Sanat Galerisi İzmir

 

İzmir’in seçkin sanat kurumlarından Ekol Sanat Galerisi, 20 Eylül – 12 Ekim 2016 tarihleri arasında Ali Atmaca’nın “Yağmurdan Hemen Sonra” ve Ayşen Karakaya’nın “Duvarların Ardında” adlı sergileri ile sezona merhaba diyor.

Uzun yıllardır Bodrum’da yaşayan Ali Atmaca’nın, Bodrum’a fırtına ile gelen yağmurun ağaçlara ve denize karışmasından aldığı ilham üzerine ürettiği eseri “Yağmurdan Hemen Sonra” sergisine de ismini veriyor. Bodrum’da yağmur sırasında yosunlar kuma karışırken, Ali Atmaca’nın resimlerinde de imge tuvalin içine hapsolur. İmge, görüntüden kurguya, gerçeklikten düşe kadar yaşamın ayrıntılarını aktarır. “Yağmurdan Hemen Sonra” doğanın yıkanışıdır. Karmaşanın ve sade olanın dönüşü, ruhun esrikliklerinin ortaya çıkışı, dinginleşmenin göstergesidir. 

 Ali Atmaca, yapıtlarını oluştururken çoğuldan tekile gider, sonra tekil olanı alıp çoğaltır. Yapıt; yaşayışını, tanıklığını, esin kaynaklarını açığa çıkarır. Açıklık, apaçıklığın üstünü örter. Görüntünün ardındaki duyguları ve duyguların ardındaki görüntüleri toplar. Sonra onları birleştirir. Yüzeyde biteviye devam eden çizgilerle formları, renkleri birbirine bağlar. Direnen kadınların yüzlerini, kuşların, balıkların formunu, dairenin saf biçimini aynı yüzeyde gösterir. Birbirine uzak imgelerin iletişim kurduğu, boyayla kişisel mitolojisini kurguladığı yeni bir anlatım alanı yaratır. Yüzey yeterince dolduğunda sıra onu sökmeye gelir. Formları çıkarır, boyaları kazır, tuvali soyar. Fon olanca çıplaklığıyla resmin kendisine dönüşür. Sessizce içeri giren birkaç form ise çıplaklığı açığa çıkarır. 

Ayşen Karakaya için duvar, nesnel anlamı dışında başlı başına bir metafordur. İçinde iyiyi ve kötüyü, merakı ve sağduyuyu, hissizleşmeyi ve sağırlığı, isyanı ve yaratıyı barındırır. Duvarlar, Basquiat’nın şakacı figürleri, Banksy’nin politik dilidir. Ayşen Karakaya, yapıtlarının birçoğunda duvarlarla hesaplaşır. Bu aynı zamanda sokakla, sokağın diliyle kurduğu ilişkinin sonucudur. Nesne, metafora dönüştüğünde hayvanlar tuvallerine girer ve kadın bedenine bürünür. Beden ve ruhun kopuşu, başka yaşam formlarının göstergesi, ikonlardan gerçeğe dönüştür. Plastik anlamda desene, forma dönüştür. “Duvarların Ardında” adlı sergide karşımıza çıkan bu çalışmalar, bir karşı duruş üzerinden de okunabilir. Tabulara, bakış açılarına, yüklemelere dairdir gösterilen, aklımızın duvarlarının ötesinin ifşasıdır!

Oysa kapının dışında, bir pencerenin yanında, bir garajın loşluğunda yazılar vardır duvarlarda. Devrim yapan, aşkını ilan eden, öfkeli, hüzünlü, neşeli, alaycı yazılar. Bazen öylesine karalanmış, bazen tarihe not düşülmüş yazılar... Yazılar estetiktir. Harfler usulca gelip, Karakaya’nın duvara dönüşen tuvallerine yerleşir. Görüntü kişisel notlara dönüşür. Bir kadının ruhsal yolculuğunu dişil bir imge olan tavşanla somutlaştırır. Bedenle ruh, yanlarına kızgınlığı, kırgınlığı, ironiyi, umursamazlığı alıp, bütünleşmeye başlamıştır. Tuvale düşülenler ise, yeni yaşamların izleridir. Her resim bittiğinde yeni bir doğumu imler Ayşen Karakaya. Resmin doğumu değil, herhangi bir yerde dünyaya gelen bir bebeğin doğumu.

Son dönem çalışmalardan oluşan ve yaklaşık 60 adet eserin yer alacağı, Ali Atmaca’nın “Yağmurdan Hemen Sonra”, Ayşen Karakaya’nın “Duvarların Ardında” adlı sergileri 12 Ekim’e kadar İzmir, Ekol Sanat Galerisi’nde görülebilir.

 

Müzik: Müzikotek

Devamı

Seçtiklerimiz